Su yeşili bir kentten öldürücü kargaşaya

İlk tanımlamam “su yeşili bir kent” oldu. İç denizinden, göllerinden kente baktığınızda, suyun renginin ve sahilin yeşilliklerinin, kent içlerine doğru uzun binalar biçiminde yükseldiğini...

İlk tanımlamam “su yeşili bir kent” oldu. İç denizinden, göllerinden kente baktığınızda, suyun renginin ve sahilin yeşilliklerinin, kent içlerine doğru uzun binalar biçiminde yükseldiğini sanırsınız.
Hayır, bu bir sanı değil, yüksek yapıların cepheleri su yeşili ve adeta cam ağırlıklı, su ile bütünleşmiş bir kent görünümü. İç deniz, rengiyle sanki kentte göğe doğru yükseliyor. Aralarında yer yer açık kahverengimsi pastel renkli binalar, tatlı bir renk uyumu ile çeşitlilik yaratıyor.
“En güzel kent” diye bir tanımlama olabilir mi? Hayır; “en güzel”, öznel bir tanımlama. Kişiye, algılamaya, beklentilere göre değişir. Dünyada birbirinden güzel kentler vardır. Çok güzel kentler var. Bir kışkırtıcı veya çekici yönüyle, diğerlerine önemli fark yaratan kentler var.
Vancouver, pek çok güzelliği kendinde toplamış. Kent içine bakarsanız, trafik yoğunluğu, sıkışması diye bir şey yok. Yaşam rahat, metrosu, troleybüsleri ile her yer 10 - 25 dakikada (havaalanı) ulaşılabilir uzaklıkta. İnsanlar kendine ve başkasına saygılı. Bir koşuşturma yok. Yürümeyi severseniz, her yere ulaşabilirsiniz. Okyanus - kara iç içeliği
Ama kentin özelliği adeta su üzerinde oturuyor olması. Bir yarımada. Ama sadece yarımada değil. Suların aktığı, göllerin sarıp sarmaladığı, adeta nehirlerin oluştuğu güzel bir coğrafya...
Pasifik Okyanusu mu karayı parçalayarak kent içine girmiş, yoksa kentin üzerinde oturduğu kara mı Pasifik’i yararak denize açılmış diye sorarsınız. Pasifik Okyanusu, yarımadanın dışında okyanus, kent içinde ve çevresinde ise kapana kıstırılmış, sanki dışarıya çıkışı olmayan bir iç deniz.
Kentin merkezinden bir uçtan diğer uca boydan boya ulaşan ana caddelerin uzak derinliğine baktığınızda, 2 bin metrelere kadar yükselen karlı ve buzul dağları görürsünüz.
Caddenin sonuna vardığınızda yürüyüp dağlara çıkasınız gelir.
O kadar...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
RTE emeklilerin oyunu, ciğerini mi biliyor da zırnık koklatmıyor 28 Mart 2024 | 462 Okunma Seçime giderken: Umutsuzluk ve küslük bizlere yakışmaz... 26 Mart 2024 | 120 Okunma Erdoğan ekonomiyi neden çökertti? İki kötümser yanıt 25 Mart 2024 | 694 Okunma Ey seçmen, seçeceğin başkanın elini kolunu bağlama 24 Mart 2024 | 110 Okunma En rahatsız olduğu konuda ‘onları not alıyoruz’ 21 Mart 2024 | 146 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar