Tehlike daha geçmedi

Fransa seçimleri dünyada faşizmin yükselmesinden endişe edenlere rahat bir nefes alma fırsatı doğurdu. Ama tehlike bitti mi? Geçen hafta ABD’nin eski dışişleri bakanlarından Condoleezza Rice dünyada...

Fransa seçimleri dünyada faşizmin yükselmesinden endişe edenlere rahat bir nefes alma fırsatı doğurdu. Ama tehlike bitti mi? Geçen hafta ABD’nin eski dışişleri bakanlarından Condoleezza Rice dünyada aşırı uçtaki adayların seçimlerde zafer kazanmasa da belli bir etkinlik sağladıklarına, tartışmayı yönlendirdiğine dikkat çekti. Merkezdeki adaylar ister istemez eskiden marjinal görünen bu adayların peşine takılıyor, onlara cevap yetiştirirken gündemin kontrolünü de onlara armağan ediyorlar.

Seçimlerin son aşamasında Marine Le Pen güç kaybetti; çünkü Fransa ne olursa olsun çok da içine sinmediği halde sırf merkezde olduğu için Macron’u tercih etti. Aynı zamanda seçmenin dörtte biri sandığa gitmedi, Fransa tarihinin 1969’dan beri en düşük katılımı yaşandı. Seçime katılanların onda birinden fazlası kasten geçersiz oy kullandı.

Bir bayram havası yaşandığını düşünmek ileriye yönelik yanıltıcı olur.

Fransa seçimleri önemli; çünkü bütün ülkelerin, bizlerin de çıkaracağı dersler var.

Mevcut siyasi sisteme alternatif isimlerin yıldızının parlaması açısından önemli. Ama daha da kritik olan, merkezde yer alıp mecburi bir koalisyonun desteğiyle kazanan bir adayın başarısız olması halinde yaklaşacak tehlike...

SONRAKİ SEÇİM ÖNEMLİ

Kısaca önemli olan bu seçim değil, ama bir sonraki. Bu seçimde tehlike atlatıldı belki, ama Macron’un kendi programını uygulamak için parlamento desteği yok, Fransa’nın önemli sorunlarından işsizliği çözebilmek için vakti sınırlı, dahası Marine Le Pen’in toplumun belli hassasiyetlerini yansıtan göçmen karşıtı ve globalizme kuşkuyla yaklaşan söylemlerinin karşılığı var.

Herhangi bir Batı ülkesinde siyasi tartışmalarda mutlaka “İslam tehlikesi”nin gündeme gelmemesi olanaksız artık; mutlaka ama mutlaka göçmenlerin gerekliliği masaya yatırılıyor.

Macron’un seçim kampanyası birçok açıdan Obama’yı andırıyor ama sekiz senenin sonunda gayet iyi bir sınav vermesine karşılık ABD’de yerine Donald Trump geldi. Fransız seçmeni, Trump’ın yaşattığı şokun bir benzeri tekrarlanmasın diye Macron’da karar kıldı, ama ya Le Pen’in (ya da onun temsil ettiği siyasetin) sırası henüz gelmediyse? Belki de Fransa’da da önce Obama devri, ardından Trump zaferi yaşanacak. Bu yönde kimi işaretler de şimdiden mevcut. Tıpkı Türkiye’deki şehirli seçmen, ABD’deki mavi eyaletler gibi Fransa’nın elit kesimi Macron’un zaferinden körleşmiş durumda. Le Pen’in Gaulle’ü andıran büyük Fransa söyleminin köylerde seçmende karşılık bulduğunu, bu fikirlerin artık yerleştiğini ve aşırı uç olarak değerlendirilen bir partinin kendisine ciddi bir taban bulduğunu görmezden geliyor. “Kendisi değil fikirleri iktidarda” demek tam olarak doğru değil, ama tek bir seçim sonucu yükselen bir dalgayı yok etmeye yeterli değil. Maalesef değil.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İktidar sofrası—ama hangi iktidar 28 Mayıs 2023 | 182 Okunma Taht kavgasını bu sefer kim kazanacak 27 Mayıs 2023 | 312 Okunma Bir oy bile önemli mi 26 Mayıs 2023 | 899 Okunma Muhalif önder 23 Mayıs 2023 | 297 Okunma Tersane Caddesi'nde gizemli bir buluşma 21 Mayıs 2023 | 188 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar