Ne değişti?

Türkiye'nin her zaman seçenekleri vardı. Sadece coğrafi konumu ve ordusuyla yüzünden bile bölgenin belirleyici, görmezden gelinemez, kritik bir aktörüydü. ABD önderliğindeki Batı bunu uzun süre kavramıştı...

Türkiye'nin her zaman seçenekleri vardı. Sadece coğrafi konumu ve ordusuyla yüzünden bile bölgenin belirleyici, görmezden gelinemez, kritik bir aktörüydü. ABD önderliğindeki Batı bunu uzun süre kavramıştı, ülkenin kuruluşundaki "muasır medeniyet" ülküsü doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti'ni hep müttefik olarak bellediler. Ancak bu dostluk hemen her zaman tek tarafı oldu. Batı ne yazık ki Türkiye'yi hep hafife aldı, daima cepteymiş gibi davrandı. Nuri Bilge Ceylan ödül alırken boşuna "Yalnız ve güzel ülkem," demedi, çünkü Avrupa Birliği ülkeleri hep ucundan gösteriyor (Palme d'Or, Nobel vs.) ama bir türlü içine almıyordu Türkiye'yi. ABD'nin yaklaşımı ise hep küçümsemek, hep sanki Türkiye kendisine muhtaçmış gibi davranmak oldu. Devletlerin çıkarı söz konusu olduğunda milli gurur hamasidir, ama herhangi bir çıkar ilişkisinde hep bir tarafın dediği olursa da bir süre sonra zedelenme kaçınılmazdır. Dün Kıbrıs, bugün Suriye.Aslında hükümetler değişse Türkiye'nin devlet politikasında radikal dönüşümler olmazdı. Olur gibi görünürse bile olmazdı. Bir de ABD hep Türkiye'yi çizgiden çıkarsa cezalandırmakla tehdit eder, sonuç alırdı. Kumpas davaları, FETÖ, 15 Temmuz birer uyarı değil miydi? Türkiye dirençli çıktı, kendisini korumayı başardı ama sonunda da paradigma değişimi kaçınılmaz oldu. İşte şimdi Türkiye o seçeneklerinden birini kullanıyor. AVRASYACILIĞIN KISA TARİHİ Amerikancı sayılırım, ben bile bu eksen değişikliğine haksız demiyorum. En azından kaçınılmazdı. Türkiye'yi kullandılar, yalnız bıraktılar ve bir aşamadan sonra da sabırlar taştı, Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda yeni ittifaklar bulmak zorunda kaldı. Batı buna mecbur etti Türkiye'yi. Sonunda uzun zamandır bastırılan Avrasyacılık bir devlet politikası haline geldi.Aslında kendilerini Avrasyacılığın popülerleşmesi 2000'lerin başına, ikinci Irak Savaşı'na dayanıyor. Aralarında askerlerin, akademisyenlerin, gazetecilerin, STK üyelerinin olduğu bir grup topluma kayıtsız şartsız ABD'yle bağlılıktan başka bir çıkış yolu sunmaya çalıştılar. Bu arayışı hızlandıran ilk itiraz da son derece anlaşılırdı: Mehmetçik'in Ortadoğu'da ABD'nin yalan savaşında ne işi var? Bugün medyadan dışlanan liberallere rağmen ilk tezkerenin Meclis'ten geçmemesi dalganın karşılığı olduğunu gösterdi. Yükselen milliyetçilik, alternatif siyasi arayışlar, Avrasyacı görüşlerin ana akım medyada bulması, Cumhuriyet yürüyüşleri, "Biz kaç kişiyiz" hareketi, dönemin Cumhuriyet gazetesi derken ilk kez toplumda alternatif bir kıpırdanma hissedildi. Motto İsmet Paşa'dan ödünçtü: "Yeni bir dünya düzeni kurulur, Türkiye de yerini alır."Bu dalga siyasi partiye dönüşse ne kadar etkili olurdu? Benzer bir milliyetçi söylem kullanan Cem Uzan'ın aldığı oy ipucu verebilir. Ama sonuçta Anti-Amerikan'cı veya en azından Batı'yı kayıtsız şartsız kabul etmek istemeyen bu hareketin önü hemen kesildi. Uzun uzadıya neler olduğunu anlatmaya gerek yok; tezkerenin de bedeli ödetildi. Balyoz ve Ergenekon kumpasları sırasında ABD yerine Rusya ve Çin'le ittifak yapmayı öneren dönemin paşalarından Tuncer Kılınç'ın ilk tutuklananlardan biri olması tesadüf değildi.Mehmet Haberal, İlhan Selçuk, Erhan Göksel gibi pek çok kanaat önderi Avrasyacı olarak basında hedef gösterildi, tutuklanmalarının altyapısını FETÖ kontrolündeki medya hazırladı ve tasfiye edildiler. Bazen kelimenin tam anlamıyla yok edildiler: Göksel'in New Jersey'de bir otel odasındaki ölümü gizemini koruyor, MİT'çi Kaşif Kozinoğlu'nun hapishanede "spor yaparken" ölmesi gibi. (FETÖ kaçaklarının birçoğu New Jersey'de yaşıyor şimdi.)

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İktidar sofrası—ama hangi iktidar 28 Mayıs 2023 | 182 Okunma Taht kavgasını bu sefer kim kazanacak 27 Mayıs 2023 | 312 Okunma Bir oy bile önemli mi 26 Mayıs 2023 | 899 Okunma Muhalif önder 23 Mayıs 2023 | 297 Okunma Tersane Caddesi'nde gizemli bir buluşma 21 Mayıs 2023 | 188 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar