Kadir İnanır’ın ‘Kapı’sı, Yılmaz Güney’in ‘Duvar’ı

Midyatlı ahşap ustası Süryani Yakup’la eşi Şemsa’nın hikayesi. Bu bölgeden uzak diyarlara göç eden Süryanileri, Ermenileri anlatıyor. Yakup Usta ve ailesi, oğulları öldürülünce, bir gece...

Midyatlı ahşap ustası Süryani Yakup’la eşi Şemsa’nın hikayesi. Bu bölgeden uzak diyarlara göç eden Süryanileri, Ermenileri anlatıyor. Yakup Usta ve ailesi, oğulları öldürülünce, bir gece yarısı köylerini terk eder. Berlin’de yeni bir hayat kurup, acılarını bastırırken, 20 yıl sonra oğullarının kemiklerinin bulunduğunu öğrenirler. Mardin’e çekinerek gelirler. Köylerine giderler.

Yakup Usta, öldürülen oğlu Mikail’le birlikte nakış gibi işledikleri sokak kapısını yerinde bulamayınca peşine düşer. Kadir İnanır ve Vahide Perçin’in başrolde olduğu ‘Kapı’ filmi, gözlerimizden uzak tuttuğumuz bir gerçeği gündeme getiriyor: Bölgede yaşayan Hıristiyanlar, yani Süryaniler, Ermeniler, Ezidiler ne oldu? Bu noktayı düşünmemizi sağlayan arka plan, filmin asıl rengini oluşturuyor. Deyrülzaferan Manastırı, Mardin’in, Midyat’ın kat kat evleri, daracık taş sokakları, Mardin ovası, olağanüstü görüntülerle bir tarihi simgeliyor.

Hikaye akıcı, oyuncular başarılı, sonunda gözyaşlarını tutamadığımız bir gerçek dram… Dostum Kadir İnanır’a Neftflix’te gösterilen ve ilgi görenler listesinde yer alan ‘Kapı’ filmiyle ilgili duygularını sordum, anlattı: “Bu film bir gerçek. Böyle çocukları öldürülmüş, tehdit edilmiş o kadar çok aile var ki! Bir kısmı son yıllarda bir ortam oluştuğunu görerek gelip yazları 3 ay köylerinde kalmaya başladı.

Bu gerçekleri bütünüyle ifade edebilmek konusunda çekingenlikler de oldu. Her şey söylenemedi. Filmin finansmanı için de imkanlar sınırlıydı. Bu yüzden eksikleri olduğunu biliyorum. Ama gözlerden ırak bir konuyu gündeme getirdik. Ülkemiz gerçeğini anlamamıza yarayacak bir eser ortaya çıktı. Ben de Yakup Usta’yı oynarken onun yaşadığı acıları paylaşan, onun gerçekliğini aktarmaya çalışan bir karakter yaratmaya çalıştım. Umarım başarılı olmuştur.”

Paris’te Yılmaz Güney

68’li arkadaşım Muzaffer Doyum, pek çok arkadaşım gibi, hapishane, kaçaklık, sürgün eziyetlerinden geçmiş, ayakta kalmayı başarabilmiş insanlardan. Muzaffer, kaçak gittiği Paris’te, büyük sinema sanatçısı Yılmaz Güney’in son iki yılını onunla birlikte geçirdi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yeni saflaşma: Rusya, Çin, Kuzey Kore… Biraz İran 02 Mart 2022 | 245 Okunma Ukrayna direnişçileri hesapları bozdu… 01 Mart 2022 | 279 Okunma En Büyük Erkek Putin mi? 25 Şubat 2022 | 181 Okunma Alevilik ve İslamcılığın sınavı 23 Şubat 2022 | 382 Okunma Sünni fetvasıyla Aleviliği tanımlamaya kalkarsanız… 22 Şubat 2022 | 318 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar