Uçak değil insanlık düştü

Ne Mina Başaran’ı, ne arkadaşlarını ne de düşen uçağın mürettebatını tanıyorum. Kazada hayatlarını kaybetmelerinin ardından çıkan haberlere, yazılanlara, çizilenlere hem çok...

Ne Mina Başaran’ı, ne arkadaşlarını ne de düşen uçağın mürettebatını tanıyorum.

Kazada hayatlarını kaybetmelerinin ardından çıkan haberlere, yazılanlara, çizilenlere hem çok üzüldüm hem de çok öfkelendim.
11 can gitmiş, gencecik insanlar hayata veda etmişler.
Hem onları hem de geride kalanları, sevenlerini, ailelerini düşününce insanın canı yanıyor, üzülüyor.
Ama bir kez daha anladım ki insan dediğin bin türlüymüş.
Canı yanmayanı, can yakmayı seveni varmış.
“Dubai’ye bekarlığa vedaya giden zengin kızları, bize ne” diyenler gördüm.
Kıyafetlerini eleştirenler, “Böyle giyinirlerse...” yazanlar gördüm.
Dilinden Mina’nın parasını, jetini düşürmeyenlerle karşılaştım.
“Türkiye’nin suyu mu çıkmış, başka ülkeye özel uçakla gidersen bu olur”lar okudum.
Sahip olamadıklarına hasetle bakanların bu tür yorumlarını okudukça kalbim sıkıştı.
Acıyı hissederken etiketlere takılmak.
İmkanları daha iyi, daha zengin birinin ölümünün ardından bu kadar alçalmak!
Yazıklar olsun!
Kızların son fotoğrafları gözümün önünde.
Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsınlar. Acılı ailelerine, sevenlerine sabırlar diliyorum.

Erkekler, Futbol ve Dahası

Cem Davran, Celil Nalçakan ve Onur Özaydın.
Güzel bir üçlü, oyunda da dedikleri gibi Mazhar Fuat Özkan gibi, Metin Ali Feyyaz gibi...
Oyunun adı Erkekler, Futbol ve Dahası.
Erkekler, kadınlar, ilişkiler, iş, güç, futbol, aile, anne, baba, hayat, ölüm, intihar.
Hayatla sorunlu, aradığını bulamamış, bunalımın eşiğinde üç erkek.
Aynı apartmanda başlayan ve kafalarda şirin babanın köyüne kadar uzanan bir yolculuk.
Güldürürken düşündüren bir oyun.
Roller şahane dağılmış.
Koyu Beşiktaşlı Celil Nalçakan, Beşiktaş’tan nefret eden bir karakteri oynarken, Galatasaraylı Cem Davran hayatını Kara Kartal’a adamış bir adam rolünde.
İyi yazılmış tiyatro oyunları, iyi kadroyla buluşunca izleyici de hakkını veriyor.
Engin Alkan’ın yönettiği, Yunus Emre Gümüş’ün yazdığı oyunu CKM’de erkek ve kadın sayısının eşit dağıldığı, dopdolu bir salonda izledim. Ayakta alkışlandı.
Kadınların da kendileri için çok şey bulacağı, erkekleri daha yakından tanıyacakları Erkekler, Futbol ve Dahası’nı takip edin, bir yerde yakalayın derim.

Silah icat edilmesin isterdim

Erkekler, Futbol ve Dahası oyununda rol alan Celil Nalçakan’ın futbolla ilgili ilginç bir totemi var.
İkinci yarının ilk 10 dakikasını izlemezmiş.
Bir başka takıntısı da yükseklikle ilgili.
Yüksekten korkuyor.
Ama tiyatro oyununun sonunda bir kale direğinin üzerinden atlamak zorunda.
Olan Cem Davran’a oluyor ama. Atlarken onun kolunu sıkıyor çünkü.
Oyuna başladıkları günden beri Cem’in kolu mosmor.
Celil’le sadece futbol konuşmadık tabii.
Oyunda kadın erkek ilişkisini bir türlü rayına oturtamayan, sürekli hüsrana uğrayan bir karakteri canlandıran oyuncu, “Kalbini çalacak kadın hangi yemeği iyi yapmalı?” sorusuna da şahane cevap verdi:
“Yemek yapmayı bilmesine bile gerek yok, kalbi olsun, iyi insan olsun yeter...”
Ve en güzel soru-cevabı sona sakladım.
“Neyi icat etmek isterdin Celil?”
“Neyi icat etmeyi değil de neyin icat edilmemesini isterdim sorusuna cevabım net; silahın icat edilmemesini isterdim...”

Hakan Altun’dan derbi yorumu

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kültür Yolu başlıyor 28 Mart 2024 | 66 Okunma Metin’den cep telefonuna yasak 26 Mart 2024 | 140 Okunma Ressam Sharon 21 Mart 2024 | 92 Okunma Köpeğiniz bu filme bayılacak 19 Mart 2024 | 66 Okunma Bu kadınlar bir harika 14 Mart 2024 | 111 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar