Münâdî olarak hattat
Elmalılı, tefsirinde Mürselat suresinin birinci, üçüncü ve beşinci ayetlerinde geçen urf / urfen; naşîrâti / neşran; zikr / zikran kelimeleri hakkında şu bilgileri verir...
Elmalılı, tefsirinde Mürselat suresinin birinci, üçüncü ve beşinci ayetlerinde geçen urf / urfen; naşîrâti / neşran; zikr / zikran kelimeleri hakkında şu bilgileri verir:
Urfen, “Hâl olduğuna göre at yelesi demek olan urften müstear olarak, peyderpey birbiri ardınca aralıksız izleme ve uzayıp gitme anlamına gelir. Ki bu durumda ihsan etmek veya tanınmak anlamına gelen urften, ‘urf için, yani tanınması gereken bir iyilik yapılmak, bilinen bir şeyi yeniden ortaya koymak için’ demek olur.
Neşran, Yaymak, dağıtmak anlamına gelir. Yahut da nüşur yapmak, yani ölüleri diriltmek, harekete geçirmek anlamındadır.
Zikir din kitabı, öğüt, va’z ve nasihât, ibret, hatırdan çıkarılmayacak anıt anlamına geldiğine göre, zikir telkin eden her şeyden önce peygamberlere vahiy getiren melekler demek olursa da, genellikle insanlara öğüt telkin eden ibret ve hatıra bırakan ilham meleklerini, olayları, kuvvetleri kapsayabilir.”