Kelâm, kalem ve hat

Önceki yazımızda, İbn Âşûr’dan, Arap dilinde indirilen bir Kelâm olarak Kur’an’ın manalarını anlayabilmenin yolunun Arap dilini ilgilendiren Sarf, Nahiv, Meânî ve Beyân ilmine tabi olduğunu, hitabet...

Önceki yazımızda, İbn Âşûr’dan, Arap dilinde indirilen bir Kelâm olarak Kur’an’ın manalarını anlayabilmenin yolunun Arap dilini ilgilendiren Sarf, Nahiv, Meânî ve Beyân ilmine tabi olduğunu, hitabet, şiir ve belagat ehli sanatlarının kullanımlarındaki üslupların da mutlaka göz önünde bulunması gerektiğini naklederek, sır yönünden en doğru manayı bulma arayışı olarak “Tefsir ilmi böyle konumlandırılırken, hat nasıl konumlandırılabilir?” diye sormuştuk.

Yazan anlamında hattatın, bir müfessir kadar Kur’an’ın manalarıyla meşgul olması arzulanan bir durumdur. Ancak hattatın bunu sanat yönünden gerçekleştirmesi arzuyla değil, istidatla, istihkakla, imkanla ve zevk ile mukayyettir. Dolayısıyla bir müfessir, Kur’an’ın manalarını ararken akıl terazisini sürekli elinde tutmak zorunda iken, bir hattat hat yaparken kalp ve gönül terazilerini akıl terazisinin önüne alacaktır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Siyonazilerin vasıfları 23 Nisan 2024 | 92 Okunma Altın Buzağı’dan Kızıl Düveye 20 Nisan 2024 | 261 Okunma Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi 18 Nisan 2024 | 963 Okunma Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek 16 Nisan 2024 | 347 Okunma Düve miti Siyonazilerin çirkin emellerini perdeler mi? 13 Nisan 2024 | 129 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar