Turuncu kurşun kalem boş ve temiz beyaz kağıt...
Ben turuncu kurşun kalem dedim ya siz dilerseniz onu siyaha sayın. Veya koyu yeşile, kırmızıya, limon sarısına yetmedi zambak moruna. Eskidendi o. Devlet Malzeme Ofisi damgalı kurşun kalemler. Kazık gibi, sert. Kırılgan. Soğuk...
Ben turuncu kurşun kalem dedim ya siz dilerseniz onu siyaha sayın. Veya koyu yeşile, kırmızıya, limon sarısına yetmedi zambak moruna. Eskidendi o. Devlet Malzeme Ofisi damgalı kurşun kalemler. Kazık gibi, sert. Kırılgan. Soğuk ve kimsesiz. Şimdi öyle mi? Gözünüzün zevkine, elinizin yumuşaklığına, psikolojinizin esnekliğine göre, dilediğiniz zaman el uzatabileceğiniz yakınlıktalar. Kalem açacakları da öyle boy boy. Hangi derinlikte ve çapta ihtiyaç varsa kaleminizi zevkle hazırlamaya hazırlar. Silgilerden hiç söz etmiyorum. Ne kağıdı yırtıyorlar artık ne geride patır pütür sırt kiri benzeri topaklar bırakıyorlar. Dünya çok değişti. Kalem içten dışa kabuk değiştirdi. Kırtasiye denilen dünya bir renk ve zevk cümbüşü yaşadı. Kağıdın defterin düğünü söz kesip çoktan balayına...