Sonuçta nereye döneceğiz?*
Çöl bölgeleri dahil dünyanın pek çok yerinde gökdelenlerin yükseldiği modern şehirler kuruluyor. Yakın gelecekte dünyanın büyük kısmı dev metropollerle dolacak. Bu oluş insan varlığını...
Çöl bölgeleri dahil dünyanın pek çok yerinde gökdelenlerin yükseldiği modern şehirler kuruluyor. Yakın gelecekte dünyanın büyük kısmı dev metropollerle dolacak. Bu oluş insan varlığını tam olarak neye dönüştürecek aşağı yukarı kestirmek mümkün. Fakat nerede duracağı ve ne türden bir ilahiyat üreterek ayakta kalacağı belli değil. Bu hikaye, bu gidiş, kimine göre normal kimine göre yıkım getirmekte fakat tarihçiler, yazarlar ve sosyal bilimciler için cazip bir konu olmayı sürdürüyor. Çoğu yazar ise yerleşimin başladığı yere kolay kolay dönemiyor ve dönse bile elinde yeterince malzeme olmadığı için yol alamıyor.
Dilimize yeni kazandırılan Anthony Sattin imzalı ‘Göçebeler’ - Dünyayı Şekillendiren Gezginler- kitabı aslında bir bakıma, insanın kadim öyküsünü yerleşiklik ve göçerlik çatışmasından yola koyularak ilginç bir şekilde masaya yatırıyor. Sözgelimi bir çalışma Tekvin Kitabı’na başvurarak göçebelik ve yerleşiklikliği ( sonra şehirli ve göçmenlik diye ayrışıp bugüne değin sarkacaktır konu) Habil ve Kabil üzerinden kurması şaşırtıcı değil mi? Tekvin’e göre ‘toprağın ürünlerinden Rabbe sunu getiren Kabil ile sürüsünde ilk doğan hayvanlardan bazılarını , özellikle de...