Sanat inkar eder
Günlerdir ‘düşünmek’ üzerine gidip geliyorum. Geçen günkü şiddetli yağmurun sesini duyunca sabah erken özellikle uyandım. Tıpırtı, şakırtı her yanı kaplamıştı....
Günlerdir ‘düşünmek’ üzerine gidip geliyorum. Geçen günkü şiddetli yağmurun sesini duyunca sabah erken özellikle uyandım. Tıpırtı, şakırtı her yanı kaplamıştı. Rüzgarın savurduğu arka bahçedeki ağaçlar kanımı kaynatıyordu. Fütursuzca hazırlandım. Şortumu giydim. Aceleyle dışarı fırladım. Gök böğürüyordu. Kamçı misali upuzun yağmurlar boyun vuruyordu. Zihnimin gerisinde hep bir tuhaf motor çalışır. On altı yaşımda mıydım? Bozkır Lisesi’nin buğulu bir öğrencisiydim. Hafta sonları ailemin yaşadığı on kilometre mesafedeki kasabaya dönüyordum. İlçe merkezi hafta sonları itiyordu beni. Az kalmıştı. Lise bitecekti. Bir başıma tek göz odada kirada kalıyordum. Çarşamba Çayı’nın çağıltısını duyardım...