Bir yazı nedir?

Kendimi yazıya borçluyum. Benden önce yazılanları okuya okuya ve sonra da kendim yaza yaza var oldum. Yazı kimsesizdir. Yazar da öyle. Okur teslim alır yazı yoluyla bu kimsesizliği. Ne var ki bu kimsesizlikte öyle bir âlem...

Kendimi yazıya borçluyum. Benden önce yazılanları okuya okuya ve sonra da kendim yaza yaza var oldum. Yazı kimsesizdir. Yazar da öyle. Okur teslim alır yazı yoluyla bu kimsesizliği. Ne var ki bu kimsesizlikte öyle bir âlem çınlar ki büyük yazı böylece herkesin âlemi olur. Çocukluğum yazıya dair her âlemden mahrumdu oysaki. Kalem, kâğıt ve kitap da dahil buna. Tek servetim kelimeler ve hayal gücüydü. Eğer bir insan onlarla varlık savaşına girişebiliyorsa, aslında böylece her şey asıl ve yeniden başlıyordu. Eşya, olgu, hareket, duygu, düş, düşünce, hayat gözlüyordu yazının bu dokunuşunu. Oluş müthiş bir şeydi. Yazı oldurmaktı.

Bazen şu okuduğunuz yazı öncesinde en az iki yazı daha yazdığım oluyor. Tekrar tekrar okuyorum onları. Üzerlerine düşünüyorum. Geri dönmek, geri bakmak hayatta dayanılmaz bir şey benim için. Azap. Fakat yazı sizden çıkınca ilerlemeye de başlar. Hiç düşünmediğiniz bir yere dokunur, orada istenmedik bir yara açılır mı diye itina gösteriyorum. Sakınıyorum. Sakınıklık yazının cesaretsizliği değil, varlığı korumak adına sergilediği rikkatidir....

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Toparlama dersleri... 16 Nisan 2024 | 146 Okunma Tahıl ve ekoloji* 13 Nisan 2024 | 153 Okunma Dur bakalım... 09 Nisan 2024 | 82 Okunma Kadıköy ile Üsküdar’ın Arası 06 Nisan 2024 | 378 Okunma Hüseyin Kutlu’nun düşleri... 02 Nisan 2024 | 126 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar