Ölümün hızı...

Artık hiç bir şeyi yavaşlatma şansımız yok. Her şey bize hesaplanamayan bir hızla yaklaşıyor sonra da canımıza çarpıp allak bullak ediyor. İyi haber de kötü haber de öyle. İlkin boşlukta...

Artık hiç bir şeyi yavaşlatma şansımız yok. Her şey bize hesaplanamayan bir hızla yaklaşıyor sonra da canımıza çarpıp allak bullak ediyor. İyi haber de kötü haber de öyle. İlkin boşlukta gerililip kuruluyor sonra baş döndürücü  bir anaforla dağılıyor ve boğazımızı sıkıp kalbimize iniveriyor. Sevincin kuşağı bile biz daha onu  kuşanmadan hayaline doymadan sönüp gidiyor. Önceden, biraz olsun önceden en azından ölümün, ölüm haberinin makul sayılabilir yayılma hızı vardı. Alıştıra alıştıra, adım adım, sakin sakin gelirdi kapımıza. Gerçi eskiler ‘acı haber tez duyulur’ diyerek onun da ipini çekmişlerdi ama olsun. Bireyde ve toplumsal şuurda zımnen kabul görmüş bir yavaşlık ahlakı vardı. Bu yavaşlık acıyı paylaşmanın ritmiydi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Gıda meselesi ya da patates... 23 Nisan 2024 | 200 Okunma ‘Kriz içindeki bilinç’ 20 Nisan 2024 | 52 Okunma Toparlama dersleri... 16 Nisan 2024 | 148 Okunma Tahıl ve ekoloji* 13 Nisan 2024 | 156 Okunma Dur bakalım... 09 Nisan 2024 | 85 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar