Düne bakın; kimler vardı, ya sonrası?..
Kimseler kırılmasın gücenmesin, Türk Futbolu “bugün neden bu hâlde?” sorusuna vereceğim cevap, “64 yılını sporun içinde yaşayan gazeteci ve spor yazan” bir Türk İnsanı olarak “ilk ve en...
Kimseler kırılmasın gücenmesin, Türk Futbolu “bugün neden bu hâlde?” sorusuna vereceğim cevap, “64 yılını sporun içinde yaşayan gazeteci ve spor yazan” bir Türk İnsanı olarak “ilk ve en büyük sorumlular” 2000’li yıllardan itibaren Türk Futbolu’nu yöneten Futbol Federasyonlarının başına ve yönetimlerine gelenlerdir” olacak…
Benim gazeteciliğe ve spor yazarlığına başladığım dönemlerde “efsane gibi” söz edilen “Futbol Federasyonu Başkanları” anlatırdı, dinlerdim; Yusuf Ziya Öniş’ler, Muvaffak Menemencioğlu’ları, Hamdi Emin Çap’lar, Danyal Akbel’ler, Sadi Karsan’lar, Vildan Aşir Savaşır’lar!..
Ben, 1955’li yıllardan bu yana, “Federasyonun başına gelen” bütün başkanları tanıdım, eleştirdim, alkışladım, yazdım, konuştum!..
Hey gidi hey, Ulvi Yenal’lar, Orhan Şeref Apak’lar, Hasan Polat’lar, Safa Yalçuk’lar, Faik Gökay’lar, Muhteren Özyurt’lar, Firuzan Tekil’ler, Sabahattin Erman’lar, İbrahim İskeçe’ler, Cemal Saltık’lar, Güngör Sayarı’lar, Sahir Gürkan’lar, Mazhar Zorlu’lar, Yılmaz Tokatlı’lar, Kemal Ulusu’lar, Erdenay Oflas’lar, Ali Uras’lar, Halim Çorbalı’lar, Şenes Erzik’ler, Abdullah Kiğılı’lar, Haluk Ulusoy’lar ile 2000’li yıllara kadar geldik…
İşte o yıllarda “Maç naklen yayınları ihaleleri ve Büyük kulüplerle Anadolu Kulüpleri arasında para paylaşımı kavgası ile dejenerasyon başladı”; işe “Mafya babaları” bile karıştırıldı. Onlara karşı “MİT’çiler ve Emniyetçiler” devreye sokuldu. “Koltukta, hem de “kelle koltukta’ oturabilmek için” adaklar adandı, kurbanlar kesildi!..
Hele işe “seçim” de karışınca, “Kulüplere verilen ‘koltuğu kazanma ve oturmaya devam etme’ tavizleri” yozlaşmayı hızlandırdı.
O yozlaşmaya paralel olarak Federasyonlarda ve futbolun yönetiminde zafiyet alametleri ortaya çıktı ve giderek güçlendi. Ve de.. “Kulüpleri borç batağına sokacak” başıboşluk yarışı başladı.
“Sportif rekabet”, göz göre göre “renklerin düşmanlığına dönüştürüldü” ve işte bugünlere gelindi.
...