ABD’ye akredite olmak!
Son yirmi günde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD gezisiyle başlayan ve Gazze Anlaşmasıyla final yapan süreçte ‘algı ve imaj’ açısından iyi malzeme elde ettiklerini düşünen...
Son yirmi günde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD gezisiyle başlayan ve Gazze Anlaşmasıyla final yapan süreçte ‘algı ve imaj’ açısından iyi malzeme elde ettiklerini düşünen AKP’lilerin ağzında kekremsi bir tat var. Özellikle İsrail’in güç devşiren son hali konusunda pek mutlu değiller.
ABD gezisinin artı ve eksileri masada. Gazze’de savaşın sona ermesi çok önemli elbet ama bu süreçten kimin kârlı çıktığıyla ilgili de farklı yorumlar var. Ve her konuşmanın sonu ‘güçlenen İsrail’le’ bitiyor. AKP kulislerinde bu iki konudaki farklı bakış açılarını aktarırsak;
* ‘Türkiye içinde olup bitenler ayrıntı, aslolan dışarıdan sağlanan imajmış’ gibi davrananlar var. Asrın lideri propagandasına malzeme oluşturmaya çalışıyorlar. Bunlar, ABD devleti tarafından muhatap alınmış olmayı çok önemsiyorlar. Donald Trump demiyorum, ABD devleti. Eski Başkan Joe Biden döneminde kapıların tamamen kapalı olmasına ilişkin örnekler veriyorlar.
* Görüşmenin kazasız belasız atlatılması, ‘başarılı olmasından’ çok daha önemli bulunmuş. O iki kare fotoğrafın yarattığı hava, tüm eksiklerden önemli. Trump’ın bazı sözlerine atıf yaparak, ‘çok gerildiklerini de’ itiraf ediyorlar.
* Bana göre en çarpıcı analiz, ABD’nin bir nevi akreditasyon merkezi gibi görülmesi. O masada ne konuştuğundan bağımsız olarak, ‘akredite’ edilmenin önemine vurgu yapıp, dünyanın diğer devletleriyle ilişkilerin buna göre hizalandığını savunuyorlar.
* Gazze’deki barış anlaşması ve bu süreçte Türkiye’nin üstlendiği rolü, ülke içindeki tüm sorunları örten bir şal gibi kullanıyorlar.