Sevgili Murat,

Sevgili Turhan, Sevgili Musa, Sevgili Güray, Sevgili Kadri, Sevgili Hakan, Sevgili Mustafa Kemal, Sevgili Önder Çelik, Bülent Utku ve Akın Atalay…. Size bu satırları Akdeniz’in...

Sevgili Turhan, Sevgili Musa, Sevgili Güray, Sevgili Kadri, Sevgili Hakan, Sevgili Mustafa Kemal, Sevgili Önder ÇelikBülent Utku ve Akın Atalay…. 
Size bu satırları Akdeniz’in öbür ucundan, İspanya’dan yazıyorum. 
Silivri’de dünyadan hiç haber alamıyormuşsunuz… 
Okurların ve habercilerin peşini bırakmadığı, hepimizin gurur duyduğu Cumhuriyet nöbetlerini öyle ya da böyle takip ediyorsunuzdur. 
Dün dışarda yaşananları biraz Can anlattı. Bugün de onun kaldığı yerden halihazırda bulunduğum İspanya’dan ben devam edeyim. 
Önceki gece İspanya Kralı VI. Felipe’nin bulunduğu çok önemli bir ödül törenine katıldım. 
Ödül, her yıl basın özgürlüklerine katkı sağlamak amacıyla Madrid’in “Avrupalı Gazeteciler Derneği” (AGD) tarafından Eski Kıta’nın yazar ve gazetecilerine veriliyor. 
Ödülün bu yılki sahibi Avrupa’nın en önemli ve büyük yazarlarından Claudio Magrisoldu. İş çevreleri, basın mensupları, hükümet temsilcileri ve İspanya Kralı ile bizzat kendisi eski bir gazeteci olan İspanya Kraliçesi önünde ödül sunulurken Avrupalı Gazeteciler Derneği Başkanı Diego Carcedo da bir konuşma yaptı. 
Kulaklarıma inanamadım. AGD Başkanı Avrupa’nın değerlerini hatırlatırken sözü anında bize, “Türkiye’nin tutsak gazetecilerine” getirdi... 
Ödül sahibi yazar Magris’le bu görkemli törenin arifesinde yapılan görüşmede de aynı derneğin genel sekreteri olan Miguel Angel Aguilar bu kez, “laik gazete Cumhuriyet tutuklamalarını” doğrudan bahis konusu yaptı. 
Miguel Angel çıkışını, çok anlamlı bir yerde, artık yayın hayatında olmayan eski bir Madrid yayın organının binasında gerçekleştirdi. Binanın duvarlarında Francodiktatörlüğü yıllarında, diktatöre “Artık görevi bırakmak zamanı gelmedi mi” dokundurması yapan ve bu nedenle jet hızıyla kapatılan gazetenin tarihi nüshaları asılıydı. 
İspanyol başkenti ile aynı ismi taşıyan “Madrid” gazetesinin duvardaki asılı son sayısında iri puntolarla “Adios/Elveda!” başlığı dikkat çekiyor, İspanya’nın çok trajik örneklerle dolu basın özgürlükleri mücadelesinin bir örneği olarak tam karşımda duruyordu. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
1921 Anayasası mı dediniz? 21 Nisan 2024 | 181 Okunma Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024 | 560 Okunma 31 Mart’ın bahsi 07 Nisan 2024 | 92 Okunma Kesik kulağın mesajı 31 Mart 2024 | 212 Okunma Sevgiliye Mektuplar 24 Mart 2024 | 74 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar