Ayşenur Arslan’ın sessiz çığlığı

Bir ülke nasıl karanlığa gömülür? Günler, aylar değil yıllar aldı bu evreye sürüklenmek. Karanlığa usul usul yuvarlanış sürecinin başlangıcını medyada ta Musa Kart’ın...

Bir ülke nasıl karanlığa gömülür? Günler, aylar değil yıllar aldı bu evreye sürüklenmek. 
Karanlığa usul usul yuvarlanış sürecinin başlangıcını medyada ta Musa Kart’ın kedi karikatürüne dava açıldığı tarih olarak görebilirsiniz. 
12 yıl öncesinin mayıs ayıydı. 
Penguen’de “Tayyipler Âlemi”ne açılan davanın tarihi 2005, karikatür sebebiyle Leman’a açılan dava 2006’daydı.
En masum karikatürlere dahi davaların yağmaya başladığı o dönemde “Alis Harikalar Diyarı”nda yaşıyan aydınlar, göğüslerini gere gere Erdoğan’ın reformculuğundan; AKP’nin “değişim”, “demokratikleşme” hevesinden söz ediyordu. 
2010 referandumu dönemeci ardından gazeteciler süratle sonra işlerinden olmaya başladılar. “Alo Fatih” medyası yaratıldı. “Yeni Türkiye”nin yeni şartlarına atik tetik adapte olmayan basın patronlarına astronomik cezalar geldi. Durumdan vazife çıkartmayan gazetecilere bir Silivri rejimi uygulandı. Ergenekon ve Balyoz dalgalarıyla Türkiye, öncesinde hiç görmediğimiz bir “gulag” evresine girdi 
Nobel’li Pamuk başta olmak üzere Türkiye’nin başlıca yazarları, entelektüelleri bu sürüklenmeye bir tavır almakta geciktiler. 
Bundan dört yıl önce, 2012’de “Türkiye’de neler oluyor?” diye feryat eden ve “Hapisteki gazeteciler nedeniyle Türkiye’ye gelmeyi reddediyorum!” çıkışını yapan bir Paul Auster kadar olamadılar... 

En büyük gazeteci hapishanesi 
2013’te kısa süreli bir umut alevi yakan “Gezi” parantezi ve 17-25 Aralık’ın arkasından baskı şiddetlendi. 15 Temmuz’dan sonra da arşa çıktı. Ve ülke nefes alınmaz hale geldi. 
Hapisteki 146 basın çalışanı ile bugün Türkiye, dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi. 
Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün hafta başındaki son raporu, Türkiye’yi “dünyada gazeteciliğin en riskli olduğu ülkeler” arasına sokuyor. 
Demir parmaklıklar arkasındaki gazeteciler bir yılda yüzde 22’lik artış göstermiş. Gazetecilerin tutuklanması için bundan böyle “resmi suçlamaya artık gerek görülmediğinden” söz ediliyor...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
1921 Anayasası mı dediniz? 21 Nisan 2024 | 181 Okunma Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024 | 560 Okunma 31 Mart’ın bahsi 07 Nisan 2024 | 92 Okunma Kesik kulağın mesajı 31 Mart 2024 | 211 Okunma Sevgiliye Mektuplar 24 Mart 2024 | 73 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar