İdlib'e bir adım sonra...

İdlib gündemdeki yerini koruyor. Geçen hafta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan’ın Rusya ziyareti de işin ciddiyetini gösteriyor. Nitekim ziyaret üç hususta dikkat çekiciydi. İlki, İdlib...

İdlib gündemdeki yerini koruyor. Geçen hafta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan’ın Rusya ziyareti de işin ciddiyetini gösteriyor. Nitekim ziyaret üç hususta dikkat çekiciydi. İlki, İdlib sorununun karakterini ve kurumsal izdüşümünü gösteriyordu. İkincisi, güneyde işini bitiren Rusya’nın gittikçe sabırsızlandığı açıktı. Son olarak, Türkiye’de güvenlik konularının askeri ayağında, iş yapma biçimi, kuralları, MSB ile Genelkurmay ilişkileri değişmeye başlamıştı. Önümüzdeki dönemde buna benzer tabloları sıkça göreceğimiz anlaşılıyor.  

Bugünlerde Suriye’yi ağırlıklı olarak yine İdlib üzerinden konuşuyor olsak da, sorunun daha geniş ve karmaşık olduğunu biliyoruz. Nitekim Türkiye’nin Suriye’de eş zamanlı yönetmesi gereken üç temel sorunu/konusu var. Taraftarları, çözüm süreçleri, araçları ve sonuçları birbirinden farklı olmakla birlikte, bunlar birbirleriyle yoğun etkileşim halindeler. İdlib’in geleceği, Fırat’ın doğusunda PKK’nın siyasi, askeri durumu ve Türkiye’nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu’nun rolü.  

Öncelikli sorun olan İdlib’de mevcut tabloyu Rusya, İran ve Esad belirli bir stratejiye dayanarak oluşturdular. “Muhalifleri/radikal terörist savaşçıları” İdlib’e yığdılar. Bir anlamda iki yüzyıllık geçmişi olan “ayaklanmayı bastırma” tecrübelerinden faydalandılar. Muhalifleri, kitabın sözünü ettiği, “konsantrasyon” kamplarına yönlendirdiler. İngilizlerin Güney Afrika’da, Fransızların Kuzey Afrika’da, Amerika’nın yerli Kızılderililere ve Rusların Çeçenlere, Kırım Tatarlarına, Ahıska Türklerine yaptığını yaptılar.     

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Çin-İran ilişkilerine dair 14 Temmuz 2020 | 2.454 Okunma Çin ve Doğu Türkistan 10 Temmuz 2020 | 3.256 Okunma Türkiye’nin Libya hamlesi politik düzeyde taşları yerinden oynatırken 07 Temmuz 2020 | 3.462 Okunma ‘Centilmenler’ başkalarına ait mektupları okumazlar mı? 30 Haziran 2020 | 2.231 Okunma ABD ve AB “yıllık terörizm raporlarını” birlikte okumak 26 Haziran 2020 | 2.458 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar