Türkiye neden Katar'ın yanında?

Suudi Arabistan-BAE hattının Katar’a karşı başlattığı ambargo ve taciz sürecine karşı Türkiye, Katar’ın yanında durarak cevap verdi. Gıda yardımı ve TSK’nın Katar’daki üsse asker...

Suudi Arabistan-BAE hattının Katar’a karşı başlattığı ambargo ve taciz sürecine karşı Türkiye, Katar’ın yanında durarak cevap verdi. Gıda yardımı ve TSK’nın Katar’daki üsse asker göndermesiyle taçlandırılan destek, Türkiye’nin dış politikasını hep aynı sözlerle eleştirenlerin, “Arapların işine karışmayalım” ezberini yeniden tedavüle sokmalarıyla sonuçlandı.

Dün Suudi Arabistan’a gösterilen hürmeti eleştirenler, bugün Suudi Arabistan’ı karşımıza almamızın yaratacağı tehditlerden bahsetmeye başladılar.

Dün Esad rejiminin ve dolayısıyla İran rejiminin savunuculuğunu yapanlar, bugün biraz da “İran ile rasyonel ilişkiler kurma yoluna girdiği için” cezalandırılan Katar’ın yanında durmayı abesle iştigal sayar oldular.

İran’ın adı geçmişken, “Türkiye dün neden Suudi Arabistan’ın yanındaydı, bugün neden Katar’ın yanında?” sorusunun cevabı üzerinde düşünmekte de fayda var.

Obama yönetimi İran’ı sisteme dahil etmek adı altında, başta Suriye olmak üzere bölgedeki kritik noktaları İran’ın tahkim etmesine yol açan bir politika güttü. Öyle ki İran’ın önderleri Tahran’dan Beyrut’a, Şam’dan Yemen’e kadar bölgenin bütün önemli şehirlerini “tutmuş” olmakla övünür hale gelmişlerdi. Sadece övünmediler, Esad rejimini koruma amacıyla mezhepçiliği kaldıraç yapıp Pers yayılmacılığının en kirli gövde gösterisini sergilediler. Obama döneminde İran’ın bölgeye ilişkin egemenlik hülyalarını dengelemenin yolu Suudi Arabistan’ın yanında olmaktı, Türkiye de onu yaptı. Dün doğru olan buydu.

Trump yönetimi ise geleneksel “İsrail’i destekle-İran’ı hedef göster” politikasının fütursuz taşıyıcısı olmayı tercih etti. Suud-İsrail-BAE eksenini perdahlayan bir “giriş” yaptı. Milyarlarca dolarlık silah anlaşmalarını, küreli-kılıçlı ittifak gösterilerini ve Suudi Arabistan’ın bunu nasıl bir “yetkilendirme” saydığını hepimiz gördük.

Bir süre için kaybettiği müttefikini yeniden elde etmenin sevincini yaşayan Suudi Arabistan’ın ilk işi, diktatörlüğünü tehdit eden “demokrasi ve İslam” vurgulu hareketleri terör listesine aldırmak ve ölümüne nefret ettiği İran’ı denize dökme hayallerinin ilk aşaması olarak “safları sıklaştırma” hamlesi yapmak oldu. Katar’a kesilen cezada da görüldüğü gibi, bölgeyi yeni bir krize sürükleyecek sürecin tetiğini çekti. Trump döneminde doğru olan ise bu kez Suudi Arabistan’ın kör dövüşüne girme heveslerinin önüne dikilmek. Türkiye bugün bunu yapıyor, çünkü bugün için doğru olan bu.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Millet İttifakı'na kayyum mu atandı? 24 Mayıs 2023 | 288 Okunma 2019'da AK Parti'nin yaptığı hatayı şimdi CHP yapıyor 19 Mayıs 2023 | 322 Okunma İktidar ilk turun galibi oldu, muhalefetin gardı düştü 16 Mayıs 2023 | 1.130 Okunma "Ne işin var orada?" sultası 08 Mayıs 2023 | 573 Okunma Cevabını arayan sorular 28 Nisan 2023 | 129 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar