Türkiye’nin kaderi ile ilgili iki yazı
Saraçhane eylemlerinin hemen ardından Washington’daydım. Amerikalı gazeteciler, yayıncılar Türkiye’de olanların ABD’de hemen hemen hiç haber olmadığını söylediler. Sürpriz değildi zira malum Trump...
Saraçhane eylemlerinin hemen ardından Washington’daydım. Amerikalı gazeteciler, yayıncılar Türkiye’de olanların ABD’de hemen hemen hiç haber olmadığını söylediler. Sürpriz değildi zira malum Trump Erdoğan’ı destekliyor, Amerikan muhalefeti ise kendi derdi ile uğraşıyor.
Türkiye’de olan bitenler Amerikan muhalefetinin radarına yeni girebilmiş. Amerikan New York Times gazetesi pazar günü Türkiye konulu bir başyazı yayınladı.
New York Times, demokrat çizgide bir gazete ve Donald Trump’a muhalif yayıncılık yapıyor. Gazete Türkiye’nin Erdoğan’la nasıl adım adım otoriterleştiğini aktarmış. Buna rağmen yazıda toplumsal muhalefetin bu otoriterleşmeye hala nasıl direndiği aktarılıyor.
***
Gazete sonunda CHP’yi de keşfetmiş. Tebrik ediyorum! Amerikan muhalefeti de sonunda iptal kültürü ergenliğinden kurtulup dünyaya gerçekçi gözlerle bakmaya başlamış. Bir musibet bin nasihatten iyidir. Çok değil birkaç yıl öncesine kadar CHP denilince sarımsak görmüş vampire dönen gazete, toplumsal muhalefete cumhuriyeti kuran partinin nasıl önderlik ettiğini yazmış. Erdoğan’ın otoriter eğilimlerini anlamaları 25 yıl sürdü, maşallah.
Trump’a kadar, Amerikan solunda, Türkiye’deki muhalefet ve demokrasi konusunda katı ezberler vardı. Türkiye konuşulurken konu 1915’ten iki adım öteye de taşınamıyordu. İşlerine de öyle geliyordu. İşler değişti, şimdilerde “kurtuluş yok tek başına” meselesi zor da olsa dank etmiş görünüyor.