Terör örgütü bile Türkiye’ye sığınıyor…

Neden herkes Türkiye’ye geliyor? PKK bile?.. ‘Şimdi neden silah bıraktı’ diyorlar ya.. Sanki sebep yokmuş gibi. Yıllar süren ve ilmek ilmek örülen bir aklın takvimini baştan mı anlatalım. Zamanında söyledik, anlamadılar, onlarla da uğraşacak değiliz… Terör örgütünü pes ettiren “T.C.”dir . Başta ulusal güvenlik mimarimiz olmak üzere yapılan fedakârlıklardır… Küresel ve bölgesel konjonktürün katkısını da kayda geçirmeliyiz. Altını çizmemizin sebebi, bunun sadece güney sınırımızla veya terör örgütü

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac

Neden herkes Türkiye’ye geliyor?


PKK bile?..


‘Şimdi neden silah bıraktı’ diyorlar ya.. Sanki sebep yokmuş gibi. Yıllar süren ve ilmek ilmek örülen bir aklın takvimini baştan mı anlatalım. Zamanında söyledik, anlamadılar, onlarla da uğraşacak değiliz…


Terör örgütünü pes ettiren “T.C.”dir. Başta ulusal güvenlik mimarimiz olmak üzere yapılan fedakârlıklardır…


Küresel ve bölgesel konjonktürün katkısını da kayda geçirmeliyiz. Altını çizmemizin sebebi, bunun sadece güney sınırımızla veya terör örgütü ile sınırlı olmamasıdır…


Mesela…


Ukrayna savaşının barışa ya da anlamlı ateşkese evrilme sürecinde neden Türkiye tüm taraf ülkeler tarafından buluşma noktası olarak adresleniyor?..


Rusya da, Ukrayna da, ABD de, hepsi. Avrupa kerhen ama önemli değil. ‘El mahkûm” demektir. Putin neden, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yardım rica edeceğim, onun emeği çok” diyor. Trump neden, “İstanbul görüşmeleri sırasında oralarda bir yerlerde olacağım, Türkiye’ye gelebilirim” diyor. “Oralar bir yerlerle, ismiyle Türkiye’nin farkı var” çünkü…


Son anda gelirler-gelmezler bizimle ilgili değil. Aralarındaki politikalarla ilgili. Ama her şey rayında olsa Ukrayna masasında, buradadırlar. Nitekim, pazartesi akşamı, Türk Dışişleri her iki süper gücün bakanlarıyla bunu ayarlamaya çalışıyordu, üstelik elimizde bin tane iş varken…


***


Neden Hindistan-Pakistan geriliminde, İslamabad bize teşekkür ederken Yeni Delhi kızıyor? Tabii ki krizde yerimiz belli ama asıl kızdıkları elimizin-ayağımızın ulaştığı menzil…


Neden terör örgütü pes ediyor? 10 yıldır, -neden 10 yıl çünkü, 2015 Hendek ve 2016 FETÖ’den sonra devletin “yeter artık” demesidir-önce Türkiye’de, sonra Irak’ta, nihayet hepimizin gözü önünde Suriye’de yaşanan mücadele formatındaki değişimdir!


Aslında bir ülkenin sınırındaki bu denli sorunlu coğrafyada, Şam’daki gibi bir değişimin yaşanması asırda bir ya yaşanır ya yaşanmaz. Bizde benzerleri günlük mesaiye döndü. Neden? İran yok sanmayınız. Var. Hatta o da gözümüzün önünde gelişiyor!


ABD, Trump diyelim daha doğrusu, İsrail’i dirsekleyip, Hamas ile görüşüyor ve rehine kurtarıyor. İsrail basınını görmelisiniz. “Adam bölgeye geliyor, bizim üzerimizden pas geçiyor, araya girip rehine kurtarıyor, sonra da “Türkiye’ye gidebilirim” diyor” diye yas tutuyorlar…


***


Hatırlayacaksınız, kısa süre evvel Başkan Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiş, iki taraf da davette bulunmuş, karşılıklı kabul edilmiş, Trump da, “Ortadoğu’ya yapacağım gezi takvimli bir seyahat, sizinle müstakilen görüşmem lazım” demişti. Yani, “geçerken uğramak olmaz, çok konumuz var, hem ikili hem küresel” demektir. Şimdi bakın, “müstakilen zaten cepte”, “konjonktür” yine ABD Başkanı’nı Türkiye’ye önceden getirme ihtimali doğuruyor…


Açık yazayım, Putin gelirse Trump’ın gelme ihtimali çok. Arada rol çalma hasetliği de olur, hiç önemli değil. Putin, Ukrayna pazarlıklarındaki pozisyonu nedeniyle belki gelmek istemeyebilir. Gelseler de adres aynı gelmeseler de. Mesele, bütün yolların nasıl olup da Türkiye’ye çıktığıdır…


***


Terör örgütünün bildirisi üzerine konuşmayan kalmadı. Tamam. Ama “konjonktür” bahsinden ilerliyoruz ya; bir cümle, tek bir cümle, üstelik metnin tüm bağlamından kopuk, ilk okumada anlaşılmayan ve bütünden ayrık tek bir cümleyi kimse “okudukları halde, gördükleri halde”, çekip-çıkaramadı…


Şudur; “3’üncü Dünya Savaşı kapsamında Ortadoğu’da yaşanan güncel gelişmeler de Kürt-Türk ilişkilerini yeniden düzenlemeyi kaçınılmaz kılmaktadır”…


Başta dedim ya; onlar bile bize sığınıyor; odur işte, konjonktür böyle bir şeydir. Hele bir de şartları kullanmasını, evirip-çevirmesini bilen ülke varsa, düşmanının bile böyle size gelir…


Pazartesi akşamı Bakanlar Kurulu ertesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini hatırlayalım;


“İnsanlık olarak son yılların en sancılı günlerini yaşadığımız bir gerçektir. Hemen her gün ya yeni bir çatışmaya, savaşa ya da gerilime uyanıyoruz. Dünyanın bir yol ayrımında olduğu her geçen gün daha net görülüyor. İkinci Cihan Harbi sonrası tesis edilen küresel nizam miadını doldururken, yerine neyin ikame edileceği hâlen gizemini koruyor. Daha açık söylemek gerekirse, insanlık bir bilinmezlik girdabına doğru hızla sürükleniyor. Türkiye, büyük-küçük demeden herkesi etkileyen bu kaotik iklimi en iyi yöneten ülkelerden biridir. Tüm vatandaşlarımın şunu bilmesini istiyorum: dünyanın ve bölgemizin içinden geçtiği sancılı süreç sizleri asla tedirgin etmesin, asla endişelendirmesin. Türkiye’nin pusulası sadece aydınlık ve müreffeh ufukları gösteriyor. Küresel atmosfer ne kadar kaotik olursa olsun, Allah’ın yardımıyla gemiyi güvenli limanlara mutlaka ulaştıracağız…”


***


Her şey tamam mı? Değil. Türkiye tüm olası stratejik açıkları yamıyor. Hazırlanıyor. Terör örgütünün oyundan düşmesi büyük aşamalardan biriydi. Bundan sonrası teknik meselelerdir. Yok silahlar nasıl kayıt altına alınacak, örgüt içinde itiraz edenler nasıl olacak, mensupları nereye, nasıl gidecek hep ikincil konulardır. Türkiye onları takip edecek hatta düzenleyecek. Sağımızı solumuzu, önümüzü arkamızı sağlama almanın, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tarihimizdeki en ezici güce getirmemezin, dışarısı kadar içeriyi de tahkim etmemizin, yıllardır akıl kurmamızın anlamı var…


Yani daha bitmedi…


Konjonktür de, yani küresel cepheler de buna göre hazırlanıyor. Onların hazırlıklarını, hesap-kitaplarını da bizim defterimize uygun/uyumlu hale getirmeye çalışıyoruz…


Tüm bu işlerin 2,5-3 yıl içinde tamamlanması gerekiyor. Bizim bir sonraki seçimlerimiz de, 2028 ABD Başkanlık seçimleri de yeni bir aşama olacak…


Anın tadını çıkarmak hakkımızdır. Ama tatile çıkmak/dinlenmek gibi lüksümüz yok. “Yüzyıl” bu, daha başındayız.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Karizma çizilmedi, Tahran çizildi! 14 Haziran 2025 | 1.615 Okunma Maske 11 Haziran 2025 | 657 Okunma Elon Musk, Epstein, kapıdaki savaş, Sykes-Picot, ABD-AB arasında Türkiye… 07 Haziran 2025 | 963 Okunma Temas 04 Haziran 2025 | 984 Okunma Eski imparatorluk ile ‘son’ imparatorluk arasında… 31 Mayıs 2025 | 595 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar