200 milyar liralık kaynak

Devreden ve devletten İade alınamayan KDV tutarları borçlara mahsup edilirse krize merhem olabilir.Ekonomik kriz ve düşen stok devir hızlarının da etkisiyle, bu yıl devreden ve devletten iade alınamayan KDV tutarı tahminen 200 milyar TL...

Devreden ve devletten İade alınamayan KDV tutarları borçlara mahsup edilirse krize merhem olabilir.

Ekonomik kriz ve düşen stok devir hızlarının da etkisiyle, bu yıl devreden ve devletten iade alınamayan KDV tutarı tahminen 200 milyar TL olacak. Bu tutar mükelleflere iade edilmiyor ancak vergi borçlarına mahsup imkanı tanınması kriz ortamını yumuşatır.

Bilindiği üzere 2017 yılı içinde o zamanki Maliye Bakanı Sayın Naci Ağbal, Katma Değer Vergisi (KDV) sisteminde devrim yapacaklarını ve İngiliz KDV modelinin üzerinde çalıştıklarını ifade ederek, “Yapılacak düzenlemeyle yatırım, üretim ve ihracat üzerinde KDV’nin yük olmaktan çıkarılacağını, devreden KDV uygulamasına son vereceklerini, mevcut uygulamada yatırım veya üretim aşamasında 100 TL KDV ödeyen mükelleflerin, yaptıkları satışlarda topladıkları KDV’yi bu rakamdan indirdiklerini, indirilemeyen vergi dolayısıyla devletin biriken KDV borcunun 140 milyar liraya ulaştığını ve bunun 30 milyarının belediyeler ve diğer kamu kurumlarına ait olduğunu, işletmelerin indirilemeyen KDV alacağının ise 70-80 milyar lira dolayında bulunduğunu ve yeni sistemde, indirilemeyen KDV’yi belli periyotlarla nakit olarak iade edeceklerini” ifade etmişti.

Bu açıklamalar üzerine ben de köşemde, 18 Eylül 2017 tarihinde “Sonraki döneme devreden KDV sorununu çözen tarih yazar”, yine 31 Mart 2018’de “Doğmamış çocuğa don biçilmez” ve son olarak da 16 Nisan 2018’de “KDV’de devrim bir başka bahara kaldı” başlıklı yazılarımı sizlerle paylaşmıştım.

1.5 YIL GEÇTİ, TIK YOK

Yukarıda bahsettiğim yazılarımı okuyanlar hatırlayacaktır; bütçe gerçekleri nedeniyle devreden KDV’nin mükelleflere iade edilmesinin mümkün olamayacağını ancak Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi uygulamasında gider yazılması hakkının getirilmesi gerektiğini ifade etmiştim. İktidar 7104 sayılı Kanun düzenlemesinin içine, devreden KDV’nin mükelleflere nakden iadesine ilişkin düzenlemeleri koydu, bu düzenlemeler Plan ve Bütçe Komisyonu’nda da kabul edildi. Ancak Meclis Genel Kurulu’nda çok büyük bir sürpriz meydana geldi ve komisyondan geçmiş olan madde, “devir KDV iadesi tutarının bütçeye etkisinin hesaplanamaması” nedeniyle kanun metninden çıkartıldı. Meclis Genel Kurulu’nda, devreden KDV’nin mükelleflere iadesine ilişkin madde metinden çıkartılmasına rağmen, benim “Ancak böyle yapılabilir” dediğim şekilde KDV Kanunu’na hüküm eklendi. 7104 sayılı Kanun’un 11. maddesi ile KDV Kanunu’nun 36. maddesinin birinci fıkrasına “süresi içinde iadesi talep edilmeyen ve indirim yoluyla giderilmek üzere sonraki dönemlere devrolunan KDV’nin Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde gider olarak yazılmasına imkan vermeye, iade talebinde bulunulabilecek asgari tutarı belirlemeye” ibaresi eklendi. Bu düzenleme 6 Nisan 2018 yılında yürürlüğe girmesine rağmen, bu konuda yetki tanınmış olan Cumhurbaşkanlığı, şu ana kadar bu konuda herhangi bir düzenleme yapmadı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Her şey bitti, sıra borsa kazançlarında mı? 01 Aralık 2023 | 317 Okunma Torba yasa teklifi: Hep kasa kazanır 27 Kasım 2023 | 296 Okunma Nüfusun yüzde 21’i sosyal yardımla geçiniyor 24 Kasım 2023 | 134 Okunma Gecikme zammı oranının yükseltilmesi vergi tahsilatını artırmaz 20 Kasım 2023 | 94 Okunma Vergiler, giderlere yetişemiyor 17 Kasım 2023 | 133 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar