Yök ve Akademisyenlik

Son dönemde ülkemizde eğitim sisteminde, üniversiteye girişlerde ve doçentlik atamalarında hareketlilik yaşanıyor. Buna istinaden bu haftaki yazımızda akademik camianın problemlerini paylaşmak istiyoruz. Ülkemizde...

Son dönemde ülkemizde eğitim sisteminde, üniversiteye girişlerde ve doçentlik atamalarında hareketlilik yaşanıyor. Buna istinaden bu haftaki yazımızda akademik camianın problemlerini paylaşmak istiyoruz.

Ülkemizde ne üniformalı ne üniformasız hiçbir kurumda olmayan hiyerarşik yapı, maalesef en azgın biçimiyle üniversitelerde yaşanmaktadır.

12 Eylül Darbe döneminin ürünü olan YÖK yasasıyla; doçent oluncaya kadar tüm akademik personel (Araştırma görevlisi, Öğretim Görevlisi Uzman, Doktor ve Yardımcı Doçent) kadroların tümü yıllık uzatılan sözleşmeli personeldir.

Kamuda çaycı/temizlikçi olarak çalışan memur bile iş garantisine sahipken, 30 yılı aşkın üniversitelerde faaliyet gösteren kalifiye bir akademisyen –jüriye takılıp doçentlik sınavını geçemediği için– iş garantisinden yoksun olma durumuyla karşı karşıya gelebilmektedir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Milli felaket; Milli Piyango 22 Aralık 2017 | 180 Okunma Zalim, Mazlum ve Doğu Kudüs 15 Aralık 2017 | 133 Okunma Erdemliler topluluğundan, suç toplumuna 01 Aralık 2017 | 158 Okunma Yök ve Akademisyenlik 10 Kasım 2017 | 346 Okunma Tıkanan karar mekanizmaları ve eğitimde kaos 22 Eylül 2017 | 135 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar