Altın tepsiyi kırdı!

Hayat ona “altın bir tepsi” sunmuştu. Bulunmaz, ele zor geçen, çok az kişiye nasip olacak bir tepsi...

Kendisinden öncekiler Mustafa Kemal Atatürk’ten başlayarak; 2002 yılına kadar Cumhurbakanı, Başbakan, Meclis Başkanı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Diyanet İşleri Başkanları, ordu komutanları ve üniversiteler, yazarlar, düşünürler, sivil kurumlar, 90 yılda eksiğini, gediğini tamamladıkları “altın tepsiyi” ona teslim ettiler.
Eğme.
Bükme.
Kırma.
Hoyratça kullanma.
İşte kendisini ötekileştirilmiş hisseden halk da seni iktidara getirdi, bu altın tepsinin hakkını ver, halka hizmet edeceksen ve “Türkiye’yi de İslam dünyasınca örnek alınan ülke” olmakta daha ileri adımlar atacaksan bu “altın tepsiyi daha da parlat, bu sana yeter” dediler.
Başlangıçta “evet” dedi.
“Dindar Demokrat” olacağı, laik devlet çizgisini değiştirmeyeceği ve nasıl “Hıristiyan Demokrat olunmuşsa Müslüman Demokrat da olunacağı” umudunu verdi.
Sözünde durmadı.
Altın tepsiyi kırdı.

★★★

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yabancılar oynadı! Cimbom berabere! 01 Aralık 2023 | 174 Okunma Tüküreyim o futbolcunun dolarına! 29 Kasım 2023 | 438 Okunma Gitti gitti nereye gitti! 27 Kasım 2023 | 227 Okunma Acı yalan sarmalı! 26 Kasım 2023 | 145 Okunma Yıkayan ile yıkanan! 24 Kasım 2023 | 177 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar