Dün dün değil, aslında bugündür

Süleyman Demirel’le ilgili yazdıklarıma olumlu, olumsuz sayısız eleştiri aldım. Herkes nasıl istiyorsa öyle düşünebilir. Yazdıklarımın arkasındayım. Bu konuşma ve tartışma önemli....

Süleyman Demirel’le ilgili yazdıklarıma olumlu, olumsuz sayısız eleştiri aldım. Herkes nasıl istiyorsa öyle düşünebilir. Yazdıklarımın arkasındayım.

Bu konuşma ve tartışma önemli. Çünkü bir kişiyi değil, onunla birlikte şekillenen bir dönemi konuşuyoruz Demirel’i anlatırken. Tartışmaya katkısı olsun diye daha önceki bir yazımdan alıntı yapmak istiyorum izninizle:

‘...Merhum Turgut Özal’ın sadece söz olarak dile getirdikleri bile Ankara’nın derin patronlarını huzursuz etmeye yetmişti. Asıl hamlelerini Çankaya Köşkü’ne çıktıktan sonra gerçekleştirmeyi planlıyordu. Kısmet olmadı. Çünkü dönemin yüksek bürokrasisi onun karşısındaydı. İstanbul sermayesi Özal’ın attığı adımların kendilerine yeni rakipler üreteceğini görmüştü. Bu sürecin daimi tetikçisi olan medya ise Özal’ın cenazesinde döktüğü timsah gözyaşları hariç, onu yıpratmak için elinden geleni yapmıştı.

Yüksek bürokrasi ve büyük sermaye işbirliği, Özal döneminde ortaya çıkan arayışları ve reformları durdurmak için, siyasi tarihimizde sıkça gördüğümüz bir yönteme başvurdu. Önce kişisel olarak Özal tasfiye edildi, ardından ‘devletin çivisi çıktı, memleket elden gidiyor’ edebiyatıyla bu tür zamanların bulunmaz aktörlerinden birisini yeniden sahneye sürdü: Süleyman Demirel.

Özal sonrasındaki hamlenin bir de sol ayağa ihtiyaç vardı. Onu da Merhum Erdal İnönü ile tamamladılar. Devletin çivisi çıkmıştı ya hazır, işin bir de Kürt boyutu olmalıydı. Onu da Hikmet Çetin’le tamamladılar.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İstikrarsızlığın kaynağı Erdoğan mı? 18 Nisan 2016 | 1.242 Okunma İslam dünyası daha ne yaşamalı! 16 Nisan 2016 | 316 Okunma Obama mı Erdoğan mı merak ediliyor? 02 Nisan 2016 | 638 Okunma Erdoğan, Türkiye ve özgüven 31 Mart 2016 | 645 Okunma Olağan şüpheli Erdoğan! 24 Mart 2016 | 4.571 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar