Coşku zekâdan daha önemlidir!

On yedi yıldır aynı bölgede eğitim işiyle uğraşıyorum. 6. sınıfta aldığım bir öğrenciyi 12. sınıfa kadar okutup üniversiteye gönderme şansım oldu. Eğitim uzun bir süreç işi ve bu süreci doğru yönetmenin ne kadar önemli olduğunu gördüm. İlköğretimin sonundaki sınavlarda başarılı olamayıp Anadolu Lisesi kazanamayan öğrencilerin, üniversite sınavında ilk 1000’e girip derece yaptıklarını da gördüm. Lisede ders başarısı düşük olup iş hayatında çok başarılı olan öğrencilerim oldu.

Eğitim sürecinin bir disiplin işi olduğunu, sınavlarda başarılı olmanın zekâya bağlı olmayıpsistemli bir çalışmaya bağlı olduğunu gördüm. Okulun, derslerin ve sınavların iş hayatındaki başarı için sadece birer basamak olduğunu, gerçek başarının zekâdan ziyade coşku ve iletişimden kaynaklandığını bizzat gözlemledim ve yaşadım.

Eğitim bir süreç işidir ve yavaş yavaş gerçekleşen bir eylemdir. Sonuçlarını ve meyvelerini toplamak zaman alan bir süreçtir. Bu süreci doğru yönetmek, geleceği doğru planlamak demektir.

İyi bir gelecek sadece zekâya bağlı değil disiplinli bir çalışma ve diğer insanlarla iyi bir iletişimin sonucudur. Yaptığın iş her ne ise aşkla şevkle yapmak başarının birinci şartıdır. Sevdiğin işi yapmıyorsan bir an önce değiştir. Ama bazı şeyleri sevmesen de, eğlenceli olmasa da yapmak zorundasın, ders çalışmak gibi. Burada devreye sabır giriyor. Başarıdaki önemli etkenlerden bir tanesi de sabırdır.

Hangi sektörde olursan ol iş hayatı diğer insanlarla iletişim halinde olmayı gerektirir. İletişimi güçlü olan insanların tatlı dili diplomanın önüne geçer.

Hayatı doğru planlayıp doğru yönetmenin yolu kişinin hayat enerjisine bağlı. Einstein’in dediği gibi;