Sabahın ve karmaşanın ortasında

Her sabah böyle oluyor. Yıkanmış, tıraş olmuş, dişlerini fırçalamış, üzerinde bir kolonya ferahlığı, bacaklarında güç ve yüzünde bir gülüş ile dışarı...

Her sabah böyle oluyor. Yıkanmış, tıraş olmuş, dişlerini fırçalamış, üzerinde bir kolonya ferahlığı, bacaklarında güç ve yüzünde bir gülüş ile dışarı çıkıyorsun. Eh, çıkmalı değil mi? Ne de olsa gün boyu çalışacak, medar-ı maişeti kurtarmaya bakacaksın.

Gelgelelim kazın ayağı daha ilk dakikalardan itibaren uzun gelmeye başlıyor. Bir bakıyorsun “eh artık bu kaldırımı bir daha kazmazlar” dediğim yaya kaldırımı yine kazılıvermiş. Hem de boydan boya. Bir yandan çukurlara düşmemeye gayret ederek, bir yandan seni (yani bir yayayı) adam yerine koymadan on santim yanına kadar yaklaşıp sonra vıjjjt diye çamurlar sıçratarak gelip geçen arabalardan korunmaya çalışarak ilerliyorsun. Aman Yarabbi! Bu ne kadar araba. Bir de hava kirliliğini kömüre yüklüyorlar. Yahu Temmuz ayında ölçüm yapılmış, o ayda bile İstanbul’un havası Dünya Sağlık standartlarının üzerinde çıkmış, ne sanıyorsunuz siz. Bu şehirde tam bir milyon iki yüz bin araba var, anladınız mı?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Köprü 17 Nisan 2024 | 145 Okunma Huşû 10 Nisan 2024 | 51 Okunma Ver kurtul 03 Nisan 2024 | 554 Okunma Nasip 27 Mart 2024 | 341 Okunma Yalnızlık 20 Mart 2024 | 321 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar