Haksız tedirginlik ve hak edilmemiş üstü

Neresinden bakarsak bakalım, Türkiye’nin siyasal iklimi sahip olduğu tecrübeye yaraşır seviyede değildir. Hatta, bu seviyenin hak ettiğinin çok altında seyreden, gergin, ayrıştırıcı ve düşmanlık...

Neresinden bakarsak bakalım, Türkiye’nin siyasal iklimi sahip olduğu tecrübeye yaraşır seviyede değildir. Hatta, bu seviyenin hak ettiğinin çok altında seyreden, gergin, ayrıştırıcı ve düşmanlık üreten bir seyir izlemektedir. Biraz daha ileri gidelim… İçinde bulunduğumuz durum tam anlamıyla siyasetin varlığına dahi işaret etmemektedir. Merkezden en aşağıya kadar sert bir dilin hakimiyeti bulunmaktadır ve böyle bir ortamda siyasetten söz etmek zordur. Particilik veya ideolojik gerilim de asla siyasetin varlığına delalet etmemektedir.   Beraberinde seçim gibi demokrasinin en önemli ve ilk şartının ifası bile epeyidir sadece iktidar veya muhalefetin tahkimatı için fonksiyon icra etmektedir. Seçim süreçleri ülkenin önüne bir hedef koyan ve toplumu siyasetle pozitif bir ilişkiye sevkeden fonksiyonunu kaybediyor. Daha fazla gerilim, daha fazla çatışma dili ve kaçınılmaz olarak daha yaygın bir ayrışma yaşanıyor.   Sisteme, birlikte yaşama prensibine ve elbette ülkeye aidiyetin aracı olan sandık, asgari bir adalet ve eşit vatandaşlık duygusunun da göstergesidir. Sair zamanlarda her türlü şikayet ve memnuniyetsizliğe rağmen, sandığa gitmek herkesi eşitleyen bir imkanı ifade eder.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Seçmen Erdoğan’a ‘dost mesajı’ mı verdi, dönüşsüz bir yola mı çıktı? 22 Nisan 2024 | 3.325 Okunma Kırılgan dünyanın sorumsuz liderleri 15 Nisan 2024 | 291 Okunma Erdoğan, seçmenin ne demek istediğini tabii ki anladı... 11 Nisan 2024 | 828 Okunma Erdoğan’ın kendisiyle yapacağı toplantıdan ne sonuç çıkacak! 08 Nisan 2024 | 974 Okunma İmamoğlu ‘Kurultay benim işim değil’ deseydi... 06 Nisan 2024 | 350 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar