Coğrafyanın kader olmadığı ülke...

Yoğun, bunaltıcı ve gergin bir atmosferde yaşamanın en talihsiz yanı, oksijen seviyesi düştükçe daha azıyla yetinmektir. Hayat ve siyaset tabakası birbiriyle örtüştüğünde daha azına rıza...

Yoğun, bunaltıcı ve gergin bir atmosferde yaşamanın en talihsiz yanı, oksijen seviyesi düştükçe daha azıyla yetinmektir. Hayat ve siyaset tabakası birbiriyle örtüştüğünde daha azına rıza göstererek “daha azı olmasın” temennisiyle yaşamaya alışmaktır. Türkiye’nin bugünü yani; alışıyor insan.

Daha az demokrasi, daha az hukuk, daha az şeffaflık, daha az eğitim, daha az hürriyet ve ne kadar gerekli şey varsa hepsinden daha azının hüküm sürdüğü günlerdeyiz. Bunlar az olduğunda ülkede neyin çok olduğu da malum…

Hepsinden daha elim olan ise, bütün büyük problemleri kendi kendimize bilerek isteyerek ürettiğimizdir. Mesele bizim temel problemlerimiz olduğunda ne “coğrafya kaderdir” ne de “dış güç”, “karanlık odak” vesaire söz konusudur. Kendi kendimizin kaderiyiz…

İyi bir demokrasiye, sadece krizsiz, öngörülebilir bir ekonomiye sahip olamamanın ne coğrafyayla, ne fizikle-kimyayla ne de karanlık odaklarla ilgisi vardır. Sadece bizimle, kendimizi kötü yönetmekle ilgilidir. Yargıyı yozlaştırmanın veya hukuku siyasetin emrine vermenin izahı da aynıdır. Okuduğunu anlayabilen nesiller yetiştirememenin, bilimin ve dünyanın içinde bir eğitim sistemi kuramamanın, küresel ligde...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“İktidarın İmamoğlu’na odaklanma sorunu”nun yol açtığı sorunlar 31 Temmuz 2025 | 356 Okunma Bu ülke ormanlarını neden söndüremiyor? 28 Temmuz 2025 | 630 Okunma Katliamı seyrettik, bari açlığı durduralım 26 Temmuz 2025 | 195 Okunma “Devlet aklı”nın kenevirle imtihanı 24 Temmuz 2025 | 478 Okunma Devlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21 Temmuz 2025 | 623 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar