Demokrasinin tasmalı köpekleri

Demokrasi, ideolojilerden bir ideolojidir. Diğer beşeri ideolojilerden tek farkı, çok ilahlı bir ideoloji olmasıdır. Demokrasi; ilahı çok, din yok insanların sığınma kalesidir. Kalabalıkların demokrasiye...

Demokrasi, ideolojilerden bir ideolojidir. Diğer beşeri ideolojilerden tek farkı, çok ilahlı bir ideoloji olmasıdır. Demokrasi; ilahı çok, din yok insanların sığınma kalesidir. Kalabalıkların demokrasiye inanmış olmaları, hak ve hakikat olduğunu göstermez. Kalabalıklarda hayır olsaydı Hz. Ali (R.a.) yalnız olmazdı!

Demokrasi; “Ben Müslüman’ım” demenin yetersiz, Kitap, Sünnet, İcma ve Kıyas’ın gereksiz hatta geçersiz sayıldığı bir sosyolojik zemin teşekkül ettirmiştir. Bu zeminde kendi varlıklarını Allah’ın dini üzerinden ispatlamaya çalışanların ilk işleri; Hz. Peygamber (sav)’in sünnetine, siretine, sahâbesine ve ihsanla bunların yolunda giden müctehid imamlara saldırmak olmaktadır.

Küfrü, şirki, tuğyanı, ehl-i küfrü, ehl-i şirki, ehl-i tuğyanı bırakıp Rasûlüllah (sav)’in dindeki otoritesini sarsmak için sünnetine/siretine saldıranlar, sahâbelere ve müçtehid imamlara küfür edenler, Ebu Hüreyre (R.a.) hakkında “Ebu Hüreyre yumurtlamıştır” diyerek hakarette bulunanlar, Müslümanların Kur’ân’dan sonra en sahih hadis kitapları olan Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslim ile alay edenler, demokrasinin tasmalı köpekleridir. Peygamber sahâbesine uzatılan dil, kuduz olmuş köpeğin zehirli dilinden farksızdır. Çünkü Allah’ın dinini kendi hevâlarına ve dünyanın egemen firavunlarının arzularına göre eğip büken Belâm b. Baura, Kur’ân’da köpeğe benzetilmiştir.

“(Habibim!) Onlara, şeytanın peşine taktığı ve kendisine verdiğimiz âyetlerden sıyrılarak azgınlardan olan kişinin olayını anlat. Dileseydik, onu âyetlerimizle üstün kılardık; fakat o, dünyaya meyletti ve hevesine uydu. Durumu, üstüne varsan da, kendi haline bıraksan da, dilini sarkıtıp soluyan köpeğin durumu gibidir. İşte ayetlerimizi yalan sayan kimselerin hâli böyledir. Sen onlara bu kıssayı anlat, belki üzerinde düşünürler.” (A’raf Sûresi/175-176)

Din emniyetinin bulunmadığı ve önemsenmediği demokratik ortamı fırsat bilerek Allah’ın dinini tartışma konusu yapanlar, kendi hevâ ve heveslerinden yeni bir takım beşeri dinler üretmenin peşinde olanlardır. Bunların ellerinden gelse kendi peygamberliklerini hemen ilan edeceklerdir. Allah’ın kitabını peygambersiz ve sahâbesiz anlamaya ve yaşamaya kalkışanlar, yalancı peygamber Müseylemetü’l Kezzabın yolundadırlar. Bunlar “Kur’ân Müslümanlığı” derler, “Kur’ân’dan başka kaynak kabul etmiyoruz” iddiasında bulunurlar, bir âyet okuyup saatlerce o âyetin üzerinde konuşurlar. Böylece kendi kendilerini yalanlarlar. İmam Zahidü’l Kevserî (Rh.a.) der ki: “İçinde Ehl-i Sünnet ve’l Cemaat’e karşı çıkma hastalığı bulunan kimseler arasında, kendisiyle çelişmeyen kimseyi görmedim.”

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Lâ dinilerin galibiyetine sevinmek nifak alâmetidir/1 17 Nisan 2024 | 324 Okunma Bayramı kutlamak kimin hakkıdır? 10 Nisan 2024 | 55 Okunma Ya hizmet, ya hezimet 03 Nisan 2024 | 202 Okunma Türkiye’de Siyonist Yahudi lobisinin faaliyetleri 27 Mart 2024 | 387 Okunma İsrail’e destek verenler İsrail kadar tehlikelidirler 20 Mart 2024 | 126 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar