Kâfirlere itaatin sonu inkılab-ı hüsrandır

Yeryüzünde “itaat” ve “isyan” ile imtihan olunmak her mü’minin kaderidir. Kişi kime, niçin ve neden itaat ettiğini bilmiyorsa mü’min kalması mümkün değildir. Rabbimiz uyarıyor:“Ey iman edenler!...

Yeryüzünde “itaat” ve “isyan” ile imtihan olunmak her mü’minin kaderidir. Kişi kime, niçin ve neden itaat ettiğini bilmiyorsa mü’min kalması mümkün değildir. Rabbimiz uyarıyor:

“Ey iman edenler! Siz eğer kâfir olanlara itaat ederseniz/uyarsanız sizi gerisingeriye (küfre) çevirirler de büsbütün inkılab-ı hüsrana uğrarsınız.” (Âl-i İmran suresi/ 149)

Bu âyet-i kerimeye göre iman edenleri bekleyen en önemli tehlikelerden birisi de, hiç şüphesiz İnkılab-ı Hüsran”dır. İtaat ve isyan konusunda Kur’ân-ı Kerim’in uyarıları, Rasûlüllah (sav)’in tatbikatları dikkate alınmazsa inkılab-ı hüsrana uğramak kaçınılmaz olur. İslâm’ı esas almayan ve uygulamalarında İslâm ile mukayyed kalmayan inkılabın adı ne olursa, Kur’ân-ı Kerim’e göre o inkılab, bir inkılab-ı hüsrandır. Dini de yasaklar, dili de yasaklar, ulema-i İslâm’ı da asar. Nitekim böyle olmuştur ve tarihte bunun şahididir.

İnkılab-ı Hüsran; Allah’tan gelmiş olan son din İslâm’a ve ehl-i İslâm’a karşı savaş açan inkılabdır. İslâm’ı hayatın taşrasında tutmayı ahdeden ve bunun için çalışan inkılabdır.

İnkılab-ı Hüsran; kişiyi dünya va âhirette zarara ve ziyana uğratan inkılabdır. İnkılab-ı hüsrana uğramak, iman zararına uğramaktır. İmandan küfre dönme yıkımından daha büyük zarar var mı? Medine’deki kâfirler, münafıklar ve Yahudiler, Müslümanların dirençlerini kırmak, Muhammed’le (salât ve selâm üzerine olsun) birlikte hareket etmenin sonucundan onları korkutmak, savaşın ürkütücü yanlarını, Kureyş müşrikleri ve müttefikleriyle takışmanın sonuçlarını tasvir etmek için müminlerin başlarına gelen yenilgi, ölüm ve yaralanmaları dillerine dolamışlardı. Küfür kalplerin karıştırılması, safların dağılması, güvensizliğin oluşması ve güçlülerle savaşmaya devam etmenin gereğinden kuşkulanmanın yayılmasını istiyordu. Çünkü savaştan el çekmenin hoş gösterilmesi ve zaferi kazanmak üzere olanların barışmaya yanaştırılması için en uygun hava, yenilgi havasıdır. Ayrıca bu atmosfer, kişisel acıların ve bireysel felaketlerin yaygınlaşıp toplumun ve akidenin bünyesini yıkmaya dönüşmesine ve böylece galip güçlere teslim olmaya uygun bir atmosferdir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Lâ dinilerin galibiyetine sevinmek nifak alâmetidir/1 17 Nisan 2024 | 324 Okunma Bayramı kutlamak kimin hakkıdır? 10 Nisan 2024 | 55 Okunma Ya hizmet, ya hezimet 03 Nisan 2024 | 202 Okunma Türkiye’de Siyonist Yahudi lobisinin faaliyetleri 27 Mart 2024 | 387 Okunma İsrail’e destek verenler İsrail kadar tehlikelidirler 20 Mart 2024 | 125 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar