Amerika’sız ve İsrail’siz bir dünya için çalışmak

Asrımızda insanlığın müşterek özlemi, Amerika’sız ve İsrail’siz bir dünyadır. Amerika ve İsrail denilince; insanların aklına ilk gelen şey kan ve katliamdır. Amerika’nın tarihi kan ve...

Asrımızda insanlığın müşterek özlemi, Amerika’sız ve İsrail’siz bir dünyadır. Amerika ve İsrail denilince; insanların aklına ilk gelen şey kan ve katliamdır. Amerika’nın tarihi kan ve katliamla yazılmıştır. Asrımızda insan olmanın ve insan kalmanın bedeli Amerika’ya karşı direnmeyi gerektiriyor. Halkı Müslüman bir ülke olarak ABD ve İsrail’siz bir dünyada yaşamak diye bir inovasyon/toplumsal, kültürel ve idari ortamda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanmasını geliştirmiyorsanız, ABD ve türevleri olmadan da dünyanın döneceğine, insan neslinin varlığını sürdüreceğine dair projeler üretmiyorsanız, Amerika ve İsrail aleyhinde attığınız nutuklar birer ütopya olmaktan öteye geçemezler.

İslâm coğrafyasını Amerikan siyasetinden ve savaş stratejilerinden arındırmak, Müslümanlar için ibadet cümlesinden sayılır. ABD ve Müttefikleri’nin; adaleti hafife almaları ve her fırsatta ‘kuvvetli olan daima haklıdır’ diyerek orman kanunlarını ön plâna çıkarmaları ‘Haydut Devlet’ anlayışının zaruri bir sonucudur. Düşünün bir devlet kalkıyor, diğer devletler üzerinde kendi ürettiği kanunlarla ve kendi politik-yargı sistemiyle kararlar veriyor, yaptırımlar uyguluyor, aldığı kararları silahla dayatıyor. Bu bir anlamda ‘Benim silahlarım var, istediğimi yaparım’ anlayışı çok pervasız bir şekilde sahneye konulmasıdır. ABD’nin kendi politikalarına veya çıkarlarına ters düştüğü için birçok ülkeye yaptırımlar uyguladığı malûmdur. Suudi Arabistan, Katar, Rusya, Çin, İran, Kuzey Kore, Sudan bu ülkelerden bazılarıdır. ABD, Rusya gibi küresel sistem içinde kendisine rekabet eden bir ülkenin bankalarına ve savunma şirketlerine dahi yaptırım uygulamaktan çekinmediği görülmektedir. Uluslararası kuruluşlar değil, ABD’nin kendi kuruluşları başka ülkelerdeki kuruluşlara cezalar yazıyor, yaptırım kararları alıyor. Bir devlet kalkıyor, tek taraflı olarak ‘kara listeler’ yayınlıyor. Meselâ: ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi (OFAC) bunlardan birisidir. Bugüne kadar Fransız, İngiliz ve Avrupalı birçok bankaya keyfi cezalar kesilmiştir. Ortadoğu’da ve kimi körfez ülkelerindeki uygulamalar ise doğrudan ‘çökme’ yöntemini hatırlatıyor. Hızlı silah çektiğine inanan ve kendine güvenen kovboyların uyguladığı siyaset, İslâm coğrafyasında mer’i mevzûat haline getirilmiştir. İktidarda kalmak, perişan olmamak, devrilmemek ve ABD’nin hışmına uğramamak için para musluklarını açıyor bu yönetimler. Petrol zengini yönetimler için bu hal, vücudu kurtarmak için kolu kesme anlamına geliyor. Kabile kültürüne dayanıyor diye istihza edilen bu yönetimlere yapılan uygulama en ilkel dönemlerin haraç yöntemlerini hatırlatmadığını söylemek mümkün müdür? Amerika bu yaptıklarıyla hakiki manada küresel bir firavun olduğunu hatırlatıyor. Tarihte firavun da aynı şeyi yapmıştı. Rabbimiz hatırlatıyor:

“Firavun, ‘Ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha!’ dedi. Şüphesiz bu halkını oradan çıkarmak için şehirde kurduğunuz bir tuzaktır. Göreceksiniz!

Mutlaka sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da (ibret olsun diye) sizin tümünüzü elbette asacağım.”

Dediler ki: “Biz mutlaka Rabbimize döneceğiz.” (A’raf Sûresi/ 123-125)

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Lâ dinilerin galibiyetine sevinmek nifak alâmetidir/1 17 Nisan 2024 | 324 Okunma Bayramı kutlamak kimin hakkıdır? 10 Nisan 2024 | 56 Okunma Ya hizmet, ya hezimet 03 Nisan 2024 | 202 Okunma Türkiye’de Siyonist Yahudi lobisinin faaliyetleri 27 Mart 2024 | 387 Okunma İsrail’e destek verenler İsrail kadar tehlikelidirler 20 Mart 2024 | 126 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar