Buna ‘uygarlık’ mı diyorsunuz?

Doğrudur, bilimler gelişti. Bilimlerin ürettiği teknoloji hayatı rahatlatan sayısız araçlar üretti. Sözgelimi tıp aletleri, tedavi yöntemleri, ilaçlar keşfedildi. Ama bütün bunlar oldu diye dünyada beş...

Doğrudur, bilimler gelişti. Bilimlerin ürettiği teknoloji hayatı rahatlatan sayısız araçlar üretti. Sözgelimi tıp aletleri, tedavi yöntemleri, ilaçlar keşfedildi. Ama bütün bunlar oldu diye dünyada beş yüz yıl, bin yıl öncesine göre daha mı az insan ölüyor? Doğrudur, dünyada daha çok besin üretiliyor. Ama bugün dünyada beş yüz yıl, bin yıl öncesine göre daha mı az insan açlık ve sefalet içinde yaşıyor? Allah aşkına söyler misiniz? Şu beş dünya patronunun parmağında oynattığı Birleşmiş Milletler, izlemeye bile dayanamadığımız yüz binlerce Arakanlı Müslüman için ne yaptı? Afrika’daki, Asya’daki her şeyleri talan edilen mazlumların, mağdurların, açların hangi sorununu çözdü? Bu toplumlara sürekli travmalar yaşatan, birbirine kırdıran, böylece sorunlarını birlikte düşünüp çözmelerine bir türlü fırsat vermeyenler, o -sözüm ona- “uygar dünya” değil de kim? Modern dünyada bilim ve teknoloji gelişti de ne oldu? Dünyanın efendileri, daha doğrusu çapulcuları beş yüz yıl, bin yıl öncesine göre daha mı az ülkeyi sömürüyorlar? Daha mı az insanı köleleştiriyorlar? O insanlar kendi topraklarından; beş yüz yıl, bin yıl önce gerçekten kendilerine ait olan, karınlarını doyurdukları kaynaklarından şimdi daha mı çok yararlanıyorlar? Onlar oralarda beş yüz yıl, bin yıl öncesine göre şimdi daha mı mutlular? *** Küresel siyaseti, küresel ekonomiyi, küresel askerî gücü gerçekleştirmeyi başaranlar küresel ahlakı, küresel adaleti, küresel merhameti geliştirecek akla sahip değiller mi? Tabii ki sahipler. Ama akıllarını oraya çalıştırmıyorlar ve hiçbir zaman da çalıştırmadılar.   Neden mi? Çünkü bütün bu bilimsel ve teknik icatları bulan çağdaş akıl hastalıklı bir akıldır. Zira -kendini farklı biçimlerde ifade etse de- Hz. Adem’den itibaren -kim bilir- belki yüz binlerce yıldır koruduğu ana karakterini ilk defa olarak kaybetmiş bir akıldır bu. İnsanlık tarihinde ilk defa varlığının hem kaynağı hem amacı olan “el-Hayru’l-A‘lâ”sından, “en yüksek iyi”sinden kopmuş, kuşatıcı insanlık değerlerini yitirmiş, çölde yolunu kaybetmiş (dalalet) bir akıldır bu.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Özgürlük üzerine 17 Nisan 2024 | 208 Okunma Bayramınız mübarek olsun! 10 Nisan 2024 | 123 Okunma Kur’an’ın sosyal refah kavramı: İnfak 03 Nisan 2024 | 251 Okunma “Hâlis Din” 27 Mart 2024 | 403 Okunma Nobel Ödüllü bir iktisatçı: ‘Ahlakı dışlamakla yanlış yaptık’ 20 Mart 2024 | 487 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar