Haklı olmak yetmez... Haklı kalmak gerekir!

Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Mustafa Balbay'ın bugünkü (29.12.2022)''Haklı olmak yetmez... Haklı kalmak gerekir!'' başlıklı yazısı.

6’lı masa ve İmamoğlu giderek darbelere dayanıklı hale geliyor. Bu iki güç merkezine yönelik gizli-açık her türlü hücuma karşılık durum şu:

1- 6’lı masa yoluna devam edecek. 

2- İmamoğlu önleyici hücumla makamını ve gücünü korumaya devam edecek. Dünkü basın toplantısına 6’lı masanın temsilcilerinin de katılması birinci şıkkın tarifiydi.

Kılıçdaroğlu ve Akşener’in önceki akşam Ahlatlıbel’deki buluşması iki lider arasındaki görüşmelerin kamuoyuna açıklananı. Daha net ifadeyle vurgulamak gerekirse iki lider çok sık görüşüyor. Yol ayrımı olabilecek konularda önceden fikir alışverişinde bulunuyorlar. 

İmamoğlu ile ilgili süreçte yaşanan iletişim kazasının iki lider arasında “gerilim yaratmaktan” çok böylesi sorunların aşılmasına “deneyim yaratma” işine yaradığı söylenebilir.

Benzer kazalar önümüzdeki dönemde de yaşanabilir mi? Mümkün... Ancak olağanüstü bir durum olmadığı sürece gerilimler ya da fikir ayrılıkları beraberinde masa ayrılığı getirmeyecek. 

***

İmamoğlu’nu görevden almak için zemin hazırlama girişimleri devam ediyor. 

Bir içişleri bakanı düşünün ki ülkenin iç güvenliğinden sorumlu ama neredeyse iç güvenlik sorunu haline geliyor. İstanbul Belediyesi’nde çalışmakta olan “terörle bağlantılı” kişileri eliyle koymuş gibi tek tek biliyor. Daha önce sayıyı 557 olarak açıklamıştı, zamanla artırdı 1668’e çıkardı. 

Eğer bu kişiler terörle bağlantılı olduğu halde savcılar harekete geçmediyse, suç... Böyle bir durum olmadığı halde, bakanın iddiası ise bu da suç... 

Bakan, ailesinde terörle bağlantılı kişi olanları da listeye dahil ettiğini açıklıyor. 

Hukuk biliminin gelişiminde en önemli aşamalardan biri, iki bin yıl önce “suçun kişiselliği” kavramının evrensel bir ilke olarak yerleşmeye başlamasıdır. Elbette bir günde bu aşamaya gelinmedi, bir günde yaygınlaşma başlamadı ama on yıllar boyunca adım adım benimsendi. Özellikle otoriter rejimler işi “suçun sülaleselliği”ne çevirdiler, önünde sonunda kazanan hukuk oldu.

Türkiye’de de 12 Eylül sonrasındaki güvenlik soruşturmalarının ruhunda aile bağları da vardı. 40 yıl geçti görüyoruz ki iş daha da ilerledi. Şuna evrildi:

Suçun kurumsallığı!

Belediye başkanının istihbarat servisi yok, aleni bilgiler dışında kişisel verileri toplama yetkisi de yok. Şimdi İçişleri Bakanlığı müfettişleri 500 sayfayı aşkın rapor yazıp, İmamoğlu’nun ne kadar terörle bağlantılı kişi çalıştırdığını ortaya koymuş.

Kimler?

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024 | 521 Okunma Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024 | 164 Okunma Atina’daki Haberal töreni! 16 Nisan 2024 | 586 Okunma Şahsıma mektuplar (14) Şu BOP başkanlığım! 13 Nisan 2024 | 226 Okunma Özgür Özel’in liderliği... 11 Nisan 2024 | 397 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar