Dünyayı zapt etsen kendini zapt edemeyeceksin!

İnsan bazı anlar olur, çok iyi tanıdığı bir kişiye bile sormadan edemez: Kimsin sen? Öyle anlar gelir ki, bu sorunun yanıtını beklemeden, art arda sormak ister... Böyle bir dönemdeyiz... Kimsin...

İnsan bazı anlar olur, çok iyi tanıdığı bir kişiye bile sormadan edemez: 
Kimsin sen? 
Öyle anlar gelir ki, bu sorunun yanıtını beklemeden, art arda sormak ister... 
Böyle bir dönemdeyiz... 
Kimsin sen? 
Bir sömürge valisi olsan; ülkeyi bu kadar germek olmaz dersin, yazık olur dersin... Zira sömürge valisinin de yerine göre bir dengesi vardır. Halkı karşısına almak istemez. Hele toplumun belli bir kesimini düşman belleyip yandaşlarını onların üzerine salmanın sürdürülemez bir şey olduğunu düşünür. Üstelik en sakin anda bile bir kıvılcımın kendisi aleyhine bir kampanyaya döneceğini bilir, ona göre hareket eder. 
Demek ki değilsin... 
İçimizden biri gibi görünüp başka bir ülkenin çıkarları uğruna hüküm sürüyor olsan; bunun anlaşılmaması için bin dereden su getirirsin. Tarihte olduğu gibi hizmet ettiğin ülkeyle görüntüde düşman gibi olursun, ama perde gerisinden onların istediği her şeyi verirsin. Hatta başka düşmanlar yaratır hedef saptırırsın... 
Bu da değilsin...

***

Gözünü iktidar hırsı bürümüş bir politikacı olsan; ülkenin bütün makamlarını ele geçirdikten sonra bir durursun. Bundan sonra yeni güçler elde etmek için değil, eldeki gücü korumak için mücadele etmeli, diye düşünürsün. 
Bunun yerine tam tersini yapıyorsun; kendi iktidarına karşı da mücadeleye girişiyorsun. 
Yıllarca milli irade, milli irade diye tutturdun, şimdi de milli iradeyi yok sayarak ayakta kalmak istiyorsun. 
Bu, politikacı hırsıyla ifade edilecek bir hal değil... 
Ülkenin bütün değerlerini yıkmaya yemin etmiş bir başka davanın adamı olsan; hangi davanın adamı olduğun belli olur. O zaman sana en çok karşı çıkanlar bile, helal olsun der, kendi bildiği davanın yolunda gözünü kırpmadan ilerliyor. On yıl önce dava yoldaşlarım dediklerinle bugün kanlı bıçaklısın. 
Tamam ortada yıkılmadık değer bırakmadın ama yerine ne koyacağın da belli değil... Bu gidişle anayasanın adını bile “banayasa” diye değiştireceksin. Çünkü ne zaman ne istediğin belli değil. O günkü keyfine göre anayasa oluşacak... 
Demek ki bir davan da yok...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Eğitim: Dünyada icat, bizde ricat! 08 Mayıs 2024 | 218 Okunma 100. yılı yaşamak! 07 Mayıs 2024 | 71 Okunma Şahsıma mektuplar (17) Macunlama! 04 Mayıs 2024 | 141 Okunma Güven end-eksi! 02 Mayıs 2024 | 192 Okunma Emek en cüce değerdir! 01 Mayıs 2024 | 87 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar