Suriye siyaseti Halep önlerinde...

Almanya Başbakanı Angela Merkel dün, 6 Aralık'ta Halep'teki durumun "Batı'nın utancı" olduğunu söyledi.Bir gece önce Birleşmiş Milletler Günenlik Konseyinde Halep'te insani ihtiyaçlar için bir hafta ateşkes...

Almanya Başbakanı Angela Merkel dün, 6 Aralık'ta Halep'teki durumun "Batı'nın utancı" olduğunu söyledi.
Bir gece önce Birleşmiş Milletler Günenlik Konseyinde Halep'te insani ihtiyaçlar için bir hafta ateşkes önergesi reddedilmişti.

Rusya ve Çin veto etmişti.

Zaten Rusya'nın askeri ve siyasi desteğiyle ayakta durabilen Beşar Esad rejimi bu vetolardan aldığı cesaretle, asiler temizlenmeden ateşkes olmayacağını ilan etti.

İşte Merkel'in 'Batı'nın utancı' açıklaması bu beyandan sonra geldi.

Merkel'in Rusya vetosu nedeniyle Halep utancından söz ettiği sırada Başbakan Binali Yıldırım, Moskova'da Rusya Başbakanı Dimitri Medvedev ile görüşmeye girmek üzere kameralar önündeydi.

Şimdi, bu tabloyu saptarken Merkel'in ne kadar doğru bir Suriye siyaseti izleyip Türkiye'nin nasıl büyük yanıldığını filan söylemeyeceğim.

Çünkü Türkiye'nin siyaseti çok yanlış da, diğerlerinin ki fevkalade doğru diye bir şey yok ortada.

Türkiye Suriye'deki ilk başta yanında yer aldığı Müslüman Kardeşler ve benzeri gruplarla El Kaide ve sonra IŞİD arasındaki çizginin ne kadar belirsizleştiğini, iç savaş ortamında ne kadar belirsizleştiğini göremedi. Komşunun rejimindeki hak ihlallerine karşı çıkmak ile onu devirmeye çalışmak farklı şeydir; ilkeli siyaset ile ideolojik takıntı birbirine karıştırıldı.

Peki, ABD'nin yıllarca Rusya ile restleşip asker göndermek zorunda kalmamak adına seyirci kaldığı trajediye en kötü yerinden giriş yapmasına ne demeli. IŞİD terörizmine karşı kendisinin de terörist saydığı PKK ile (yani onun Suriye kolu PYD ile) işbirliği yapmasına?

ABD'nin gitmeye gün sayan Dışişleri Bakanı John Kerry, yine dün yayınlanan demecinde, Suriye'de aynı anda altı savaşın sürdüğünü öne sürdü. Bu altı savaştan üçünde taraf olarak Türkiye'yi gösteriyordu. Adeta Kerry için Suriye sahnesinde NATO müttefiki Türkiye, Esad rejimi şöyle dursun, Rusya'dan İran'dan, ne bileyim Hizbullah'tan, kesinlikle PKK'dan daha büyük sorun kaynağıydı.

Üstelik aynı saatlerde Türk ve Amerikan Genelkurmay başkanları Hulusi Akar ve Joseph Dunford İncirlik üssünde "son operasyonlar" üzerine toplantı yapıyordu.

Konuşulanlar arasında Halep'in, El Bab'ın, Münbiç ve Rakka'nın, hatta Musul'un bulunduğuna, PKK/PYD'nin bulunduğuna kuşku yoktur.

Merkel'in Batı diye genellediği NATO ülkeleri kendi içindeki çelişkilerle tutarlı bir çizgi oluşturamazken Rusya ve İran kazanıyor.

İran'ın onbinlerce Devrim Muhafızı Suriye ve Irak coğrafyasında. Suriye'de Hizbullah, Irak'ta Haşdi Şaabi gibi Şam ve Bağdat hizmetindeki milis güçleri de cabası.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
ABD’yle ilişkilerde rüzgâr değişiyor: en muhtemel senaryo 19 Mart 2021 | 401 Okunma Mısır virajı ve “Ne diyorsam o” siyasetinin sonu 17 Mart 2021 | 922 Okunma MHP’nin “Fosforlu” kampanyası yeni Anayasayı yatırdı gibi 12 Mart 2021 | 1.590 Okunma Akşener’in Fosforlu Cevriye çıkışı putları kıran türden 11 Mart 2021 | 1.081 Okunma Papa Fransis’in Irak ziyareti, Türkiye ve İran 10 Mart 2021 | 282 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar