15 Temmuz’un kara delikleri

Yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya’yı ilk olarak 15 Temmuz 2016’yı 16 Temmuz’a bağlayan gece gördüm. Darbeciler adına gazetemizi basan timin başındaydı. İkinci görüşüm bir yıl sonra...

Yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya’yı ilk olarak 15 Temmuz 2016’yı 16 Temmuz’a bağlayan gece gördüm. Darbeciler adına gazetemizi basan timin başındaydı. İkinci görüşüm bir yıl sonra, İstanbul Çağlayan’daki 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşma sırasında oldu. Kaya ve kendisi gibi yüzbaşı rütbesindeki iki baskıncı arkadaşı ömür boyu hapse mahkûm edildi. Bugüne dek 58 general, bu üç yüzbaşı dahil 629 subay müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Bu davaların sonuçlanması ve mahkûmiyetler tek başına 15 Temmuz’da tam olarak nelerin olduğunu, üzerinden iki yıl geçtiği halde bize tam olarak anlatamıyor.

Onu hayatımda ilk defa, 15 Temmuz 2016’yı 16 Temmuz’a bağlayan gece görmüştüm. Darbe kalkışması başlamış, halk sokağa dökülmüş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN Türk aracılığıyla halka hitap etmiş, İstanbul’a inmişti. Saat 03.00 sıralarıydı. Biz işimizin başındaydık. Düzgün habercilik yapmanın, demokrasiye sahip çıkmanın parçası olduğuna inanarak işimize sahip çıkıyorduk.

Helikopterle gelip otoparkımıza indiler. Bir kısmının CNN ve Kanal D’nin bulunduğu Bağcılar yerleşkemizdeki TV-radyo binasına girdiğini Ferhat Boratav’ın telefonuyla öğrenmiştim. Bir kısmı da Hürriyet, Hürriyet Daily News, internet yayınları ve DHA’nın bulunduğu, bizim ‘gazete binası’ dediğimiz binaya girmişti.

İşte onu, Yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya’yı ilk o sırada gördüm. Darbeciler adına gazetemizi basan timin başındaydı. Ben de binadaki en kıdemli editör olarak diğer arkadaşlarımızla birlikte (Sefer Levent, Deniz Zeyrek, Ateş Yalazan en önde duranlardandı) onun karşısındaydım. Binaya girerken belki bizleri korkutmak amacıyla havaya ateş açtığı 9 mm otomatik tabancası hâlâ elinde olduğu halde emirler yağdırıyordu.


15 Temmuz’u 2016’yı 16 Temmuz’a bağlayan gece, İstanbul’daki Hürriyet ve CNN Türk binalarını basan darbeci Yüzbaşı Süleyman Kaya, çalışanları binanın dışına çıkarırken, Murat Yetkin, “Genç adamsın, kendini yakıyorsun, mesleğini yakıyorsun, vazgeç” diyordu.

Önce askerlerine G-3 otomatik tüfeklerinin namlusunu indirme emri vermesi için ikna etmeye çalıştım. Biz doğal olarak silahsızdık. Erler ise ne olduğunun farkında bile görünmüyordu, muhtemelen yataklarından kaldırılıp getirilmişlerdi ve birinin eli tetiğe gitse felaket yaşanabilirdi. Birkaç cümle sonra o emri verdi, namlular yere indi. O ilk kırılma anı oldu.

Birkaç defa üsteledik. Aldığını söylediği emirler geçersizdi. Cumhurbaşkanı, Başbakan, generaller televizyonlarda konuşmuş, darbe girişiminin hedefine ulaşmadığı belli olmuştu. “Genç adamsın, kendini yakıyorsun, mesleğini yakıyorsun, vazgeç” diye birkaç defa üstelediğimi hatırlıyorum.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
ABD’yle ilişkilerde rüzgâr değişiyor: en muhtemel senaryo 19 Mart 2021 | 398 Okunma Mısır virajı ve “Ne diyorsam o” siyasetinin sonu 17 Mart 2021 | 921 Okunma MHP’nin “Fosforlu” kampanyası yeni Anayasayı yatırdı gibi 12 Mart 2021 | 1.586 Okunma Akşener’in Fosforlu Cevriye çıkışı putları kıran türden 11 Mart 2021 | 1.080 Okunma Papa Fransis’in Irak ziyareti, Türkiye ve İran 10 Mart 2021 | 279 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar