Zafer değil hezimet

Avrupa Birliği ile Türkiye arasında, daha önce defalarca örneğini gördüğümüz bahar rüzgârları esiyor. Avrupa Birliği, Türkiye’ye 3 milyar Euro verecek, üstüne vize muafiyeti getirecek ama bunun...

Avrupa Birliği ile Türkiye arasında, daha önce defalarca örneğini gördüğümüz bahar rüzgârları esiyor. Avrupa Birliği, Türkiye’ye 3 milyar Euro verecek, üstüne vize muafiyeti getirecek ama bunun karşılığında Türkiye Avrupa’daki “davetsiz misafirler” olan göçmenlerin geri gelmesine rıza gösterecek.

Davetsiz misafirlerin geri gönderilmesi için Geri Kabul Anlaşması’na imza atıyor Türkiye.

Geri Kabul Anlaşması’nın tanımı net: Ülkeye düzensiz yollardan giriş yapmış, yani pasaport, gerekli ise vize ya da benzeri seyahat dokümanları olmaksızın ve genellikle yasa ile belirlenmiş gümrük kapıları ile diğer giriş noktalarından sayılmayan yerlerden ülkeye girmiş ve halen ülkede bulunan kişilerin vatandaşı oldukları ülkelere gönderilmelerine yönelik anlaşmalar bunlar.

Bu anlaşma ile Türkiye’den deniz yoluyla veya kara yoluyla herhangi bir Avrupa ülkesine giden bütün mülteciler geri gönderilecek.

Bunun karşılığında 3 milyar Euro alacağız.

Bir de vize muafiyeti var.  Oysa Ankara Protokollerine göre AB zaten Türkiye’ye uyguladığı vizeyi kaldırmak zorunda. Bunun için Geri Kabul Anlaşması’nı şart koymaları uluslararası anlaşmalara aykırı.

Dünkü yazısında Süleyman Yaşar çok güzel özetledi:

“Avrupa Birliği 3 milyar euro verecek diye gardiyanlık yapılacak. Hâlbuki Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye hakkı olduğu hâlde ödemediği 4.5 milyar euro var.

Niye?

Çünkü Türkiye ödenmeyen bu tutarın 605 milyon eurosu Ankara Antlaşması’nın eki olan dört mali protokolden kaynaklanıyor. AB, 1963-1986 dönemi için 1 milyar 605 milyon euro taahhütte bulundu. Bu paranın 605 milyon eurosunu ödemedi. Yine AB, Gümrük Birliği’ne uyum amacıyla 1996-1999 yılları için, 2 milyar 960 milyon euro taahhüt etti. Ama bu taahhüdün 2 milyar 264 milyar euro tutarındaki kısmını ödemedi. Yine Helsinki sonrası süreç için AB 2000-2006 arası 4 milyar 649 milyon euro ödemeyi taahhüt etti. Fakat bu taahhüdün 1 milyar 95 milyon eurosunu ödemedi. Bu arada deprem yardımı olarak taahhüt ettiği 600 milyon euronun 250 milyon eurosunu ödemedi. Dolayısıyla Türkiye, AB’nin taahhüt ettiği 9.8 milyar euronun 4.2 milyar euro tutarındaki kısmını alamadı. Kısaca daha önce taahhüt edilip alınamayan bu tutar para var. Bu paranın bugünkü değeri 9.5 milyar euro yapıyor.”

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rum Abdurrahman Atatürk’e karşı! 09 Aralık 2017 | 1.047 Okunma Bir delikten iki defa ısırılmayacaksın! 06 Aralık 2017 | 224 Okunma Zerrab ve ötesi 04 Aralık 2017 | 281 Okunma Kumpas 01 Aralık 2017 | 250 Okunma Esad’la kucaklaşmaya doğru 25 Kasım 2017 | 181 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar