Türkiye’nin adı yok

Rusya, bastırıyor, Cenevre’de barış masasında PYD kesinlikle olacak. Zaten ABD’de de aynı çizgide. Türkiye ise “kesinlikle PYD ile masaya oturmayız, bu bizim kırmızı çizgimizdir” havasında.

Sonuç belli: PYD masada olacak, Türkiye’nin TIR’lar dolusu yardım gönderdiği Türkmenler ise masada yok. Türkmenler bir kez daha kullanılıp paçavra gibi atıldı.

Geçen hafta Paris’te IŞİD’e karşı savaşan batılı ülkelerin savunma bakanlarının katıldığı bir toplantı yapıldı. Toplantıya Türkiye çağrılmadı! Avrupa, Türkiye’nin IŞİD’e karşı savaştığına kesinlikle inanmıyor.

ABD Başkan Yardımcısı Biden apar topar Türkiye’ye geldi. Geçen yıl Türkiye’nin Suriye’deki terör gruplarına silah yardımı yaptığını açıklayarak bundan duydukları rahatsızlıkları dile getirmişti.

Biden’in başbakan Davutoğlu ile neler konuştuğuna dair ilginç bilgiler var. Biden ile görüşen gazetecilerden Ceyda Karan, Cumhuriyet'teki yazısında izlenimlerini şöyle yazıyor:

"Basına kapalı toplantıyı ‘kayıtdışı’ olduğu için paylaşamayacağım ancak izlenimim ABD yönetiminin rahatsızlığının ‘had safhaya’ ulaştığı. Ve bugünkü resmi temaslarda Türkiye’yi yönetenleri ‘bu gidişatın sonuçları olacağı’ yönünde uyaracağı.

Benim anladığım Türkiye’yi yöneten siyasi heyetin Batılı müttefikleri ‘yaka silker’ hale getirdiği, Batılılar nezdinde memleketin ‘değerini azalttığı’. AB ile ‘sığınmacı rüşveti’ üzerinden kameralar önünde ‘gülücüklerle’ atılan adımların sahteliğinin herkes farkında.”

Kulislerde Biden’in Türkiye’yi NATO’dan çıkarmakla tehdit ettiği konuşuluyor.

Türkiye, Suriye ve Irak’ta kendi başına at koşturur hale geldi. Suriye iç savaşının bu denli uzamasının temelinde Türkiye’nin bu kontrolsüz politikaları yatıyor. BOP’un eş başkanı olmayı kabul ederek batının emirlerinin kayıtsız şartsız hizmetinde olduğunu ilan edenlerin son yıllarda kendi kafalarına göre Suriye çetelerine küresel güçlerin kontrolü dışında destek sağlaması ABD’yi çileden çıkardı.