ANNELERİMİZ...
Yarın anneler günü...Bizim çocukluğumuzda (50’lerde) evimizde çamaşır makinesi yoktu. Bulaşık makinesi yoktu. Elektrik süpürgesi yoktu. Kadın yardımcı yoktu. Annem bulaşığı levyede...
Yarın anneler günü...Bizim çocukluğumuzda (50’lerde) evimizde çamaşır makinesi yoktu. Bulaşık makinesi yoktu. Elektrik süpürgesi yoktu. Kadın yardımcı yoktu. Annem bulaşığı levyede, çamaşırı leğende yıkar, ortalığı tek başına süpürür, camları tek başına silerdi. Babam bütün gün dışarda çalışır eve yorgun gelirdi. Annem yemeği tek başına pişirirdi. Mutfakta tek bir gaz ocağı bulunur, ikide bir tıkanır, ateşi söndükçe pompalanırdı. Buzdolabı yoktu, yemekler tel dolapta saklanırdı. Üç kardeştik. Hiçbirimizin anneme faydası yoktu. Annemin hiçbir gün beş dakika olsun camın önüne oturup dışarıyı seyrettiğini görmedim. Mutlaka bir iş yapardı. Mutfakta yorulduğu zamanlarda sedire oturur sökükleri diker veya yamardı. Çoraplar, pantolonlar, gömlekler eskiyince yamanır tekrar giyilirdi. Tek keyfi çalışırken radyoda alaturka dinlemekti... Yesari Asım’ın, Münir Nurettin’in, Sadettin Kaynak’ın şarkılarını sever, mutfakta çalışırken onları mırıldanırdı. Babasını Çanakkale’de kaybetmiş, sonra da annesiz kalmıştı. Hiç onlardan söz etmezdi. Ben okula gitmek için erken evden çıkardım. Sabah 6 sularında uyan- dığımda çay mutlaka demlenmiş, kahvaltım hazırlanmış olurdu. Bunun geciktiğini hiç...