Halkı kucaklamaktan ne anlıyorlar dersiniz?

CHP'ye yakın meslektaş İsmail Küçükkaya şöyle yazmış: "İktidara yakın gazetelerdeki pek çok meslektaş, Kılıçdaroğlu aday olsun diye yazıyor. Adeta kampanya. Melih Altınok, Ersoy Dede ve daha...

CHP'ye yakın meslektaş İsmail Küçükkaya şöyle yazmış:
"İktidara yakın gazetelerdeki pek çok meslektaş, Kılıçdaroğlu aday olsun diye yazıyor. Adeta kampanya. Melih Altınok, Ersoy Dede ve daha pek çok yazar..."
Kampanya ne kelime İsmail... Adımı beraber andığın, bir grup olduğumuzu ima ettiğin meslektaşlarımızı en son ne zaman gördüğümü hatırlamasam da yaptığımız şey kampanyadan öte...
İnanmayacaksın ama bu insanlarla hiç konuşmadan hiç görüşmeden "adeta" aklın yolunu izliyoruz.
Tıpkı çok partili hayata geçtiğimizden beri, medya manipülasyonlarına rağmen, bu halkın her seçimde sandık başında yaptığı gibi...
Anlıyorum, siyasi analizlerinizde mantıklı olana ancak rastlantı sonucu ulaştığınız için bu size şaşırtıcı geliyor olabilir...
Ama istersen sen de bu mantık kampanyasına dahil olabilirisin.

***
Hazırsan, bir defaya mahsus beraber deneyelim mantığın izini sürmeyi. Sonra sen tek başına evde pratik yaparsın. Ama ekranda deneme.
Başlayalım mı?
Evet, haklısın, ülkenin, 8 yılda 7 seçim kaybetmeyi başarabilen ana muhalefet liderine seçimlerde şans vermek ilk başta garip gelebilir. Bu yüzden de Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olması önerisi altında buzağı arıyor olabilirsin.
Ancak, yalnızca bizdeki değil tüm dünyadaki pratikler, bugünlerde dillerden düşmeyen "herkesi kucaklayacak bir aday" geyiğinin siyasi bir mit olduğunun kanıtıdır.
Çünkü siyaset kaynakların yönetimidir ve doğası gereği alternatif iddialara sahip gruplar doğurur.
Bu yüzden de hiçbir demokratik ülkede başkanlar, cumhurbaşkanları, başbakanlar oy birliğiyle seçilemez. Halkın yüzde 70'inin, 80'inin ya da 90'ının oyuyla kurulan yönetimler de çoğunlukla, bizdeki 1946 seçimlerinde olduğu gibi, açık oy gizli sayımın uygulandığı ülkelerdir.
***
İşte bu yüzden, demokrasilerde adaylık iddiasının kriteri, ulaşılması imkânsız mitleri gerçekleştirme potansiyeli değil eldeki olanakları verimli ve rasyonel kullanabilme kabiliyetidir.
Kemal Bey de muhalefetin en büyük grubunu konsolide edebilmiş siyasi karakterdir.
Bu onun, diğer tartışmalardan bağımsız olarak, öteki siyasi adaylardan daha fazla "toplumu kucakladığının" göstergesidir.
Cumhurbaşkanlığı gibi siyasi bir makama, siyaset dışı aktörlerin, askerlerin ya da teknokratların getirilmesi formülüyse bildiğin üzere miadını doldurdu.
Kaldı ki seçimlere sadece 50 gün var. Yani o yeni, yepyeni adayı doğurmak için de geç kaldık. Godot gelmeyecek!
"Ben CHP'liyim ağzımla kuş tutsan beni 'adeta kampanyanıza' dahil etmezsiniz" deme İsmail...
Bak CHP'li Muharrem İnce de yıllardır "ana muhalefetin genel başkanı doğal cumhurbaşkanı adayıdır" diyor. Ve ben yıllardır Muharrem Bey ya da muhalefetin etkili olması için cüretkâr davranan herkesin mantığını alkışlıyorum.
Çünkü mantık cephesinde siyasi görüşüne bakılmadan herkese yer var arkadaşım.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kim iş yapmaya geldi kim yemeye görelim 19 Nisan 2024 | 2.138 Okunma Vay be tuvalet kâğıdı bile var! 17 Nisan 2024 | 1.600 Okunma İran sineması 15 Nisan 2024 | 1.006 Okunma CHP’ye kazandıran medya da bu mu? 14 Nisan 2024 | 579 Okunma CHP kazanmayı öğrendi mi? 13 Nisan 2024 | 637 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar