Seçmen muhalefete ne dedi?

HER seçimden sonra "seçmen ne dedi" diye yorum yapmak âdettendir. Seçmen oyunu verirken, gerçekten öyle mi demek istedi, yoksa çok daha basit bir saikle mi hareket etti, bunun pek önemi yoktur.Seçmen birey olarak oy tercihini...

HER seçimden sonra "seçmen ne dedi" diye yorum yapmak âdettendir.

Seçmen oyunu verirken, gerçekten öyle mi demek istedi, yoksa çok daha basit bir saikle mi hareket etti, bunun pek önemi yoktur.
Seçmen birey olarak oy tercihini kullanırken, “Ben şöyle bir mesaj vereyim de memleketin siyasetçileri bunu anlasın ve ona göre davransın” demez.
Her seçmenin kendine göre bir nedeni vardır.
Ama aynı yönde kullanılan oylar, geçmiş seçimlerdeki seçmen davranışları ile bir araya geldiğinde bundan siyasi bir mesaj çıkar.
Bu mesajın doğru algılanıp algılanmamasının sonuçları bir sonraki seçimde görülür.
Nitekim 7 Haziran’da koalisyon yönünde oy kullanan seçmen, bu mesajı alınmayınca bu kez tek parti iktidarını tercih etti.
Seçmenin bu kez verdiği mesaj doğru algılanmaz ise gelecek seçimde bunun sonuçlarını bir kez daha görürüz.
Seçmenin tek parti iktidarından sonraki en açık mesajı, muhalefet partilerine verdiğidir.
Seçmen Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli ve HDP’nin eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’a açıkça “Siz yetersizsiniz” dedi.

KEMAL KILIÇDAROĞLU VE CHP

Kılıçdaroğlu, genel başkan olduğundan beri girdiği hiçbir seçimi kazanamadı. Anamuhalefet partisinin bir iktidar umudu olabilmesini sağlayamadı.
Bunda kuşkusuz ki partisinin ideolojik tutumunun toplumsal karşılığının da güçlü olmamasının rolü var.
Ama bir genel başkan olarak toplumun nasıl bir muhalefet partisi ve iktidar adayı istediğini algılamak, anlamak ve partisini o yöne yöneltmek onun işiydi, yapamadı.
Şunu söylemeliyim ki, CHP yeniden yapılanmadan bu sorun da bu parti açısından çözülemez.
CHP büyük olasılıkla daha uzun süre bunu başaramayacak. Deniz Baykal’ın onu getirip kilitlediği yerden çıkmak o kadar kolay değil çünkü.
Bunun yolu CHP’nin tabandan tavana doğru yeniden yapılanması. Siyasi Partiler Kanunu’nun partiyi ele geçiren gruplara verdiği olanakları bir kenara bırakıp, demokratik bir parti olarak kendini yeniden kurması.
Politikaların tabandan tavana doğru demokratik süreçler izlenerek oluşturulması, parti üyelerinin tümü için yönetim kanallarının açık olabilmesinden söz ediyorum.
Bir sosyal demokrat partide olması gerektiği gibi yani!
Bunun kısa sürede gerçekleşemeyeceği de bir gerçek ama bu değişim ve dönüşüm süreci bir noktada başlamaz ise CHP 2019, 2023 seçimlerinin iktidar adayı olmayı yine başaramaz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Birisini kendinize kaç günde âşık edebilirsiniz? 16 Eylül 2018 | 2.497 Okunma Aşk olmaz ise Mualla! 09 Eylül 2018 | 2.242 Okunma Bodrum Belediye Başkanı’ndan gürültü sorununa büyük çözüm Eve gitme tarihlerine sınırlama! 02 Eylül 2018 | 2.163 Okunma Evlilik hesaba kitaba gelir mi? 26 Ağustos 2018 | 4.239 Okunma Üst aklın hıyanet merkezine girdim! 19 Ağustos 2018 | 509 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar