Polis, polisin görev yapmasını engellerse

BU köşeye aldığım fotoğraf, geçtiğimiz salı akşamı Hürriyet'e yapılan ikinci baskın sırasında çekilen bir videodan alındı. Bu videoyu şu bağlantıdan izleyebilirsiniz...

BU köşeye aldığım fotoğraf, geçtiğimiz salı akşamı Hürriyet'e yapılan ikinci baskın sırasında çekilen bir videodan alındı.


Bu videoyu şu bağlantıdan izleyebilirsiniz, sözünü ettiğim görüntü videonun 4 ve 5 saniyeleri arasında:
http://webtv.hurriyet.com.tr/haber/hurriyet-e-saldiri-ani_119309?hid=30021792
Videoyu izlerken de görebileceğiniz gibi saldırganlar Hürriyet'in bahçesine girdikten sonra ana kapıya hücum ediyorlar ve ellerindeki demir ve taşlarla kapıyı kırmaya çalışıyorlar.
O sırada bahçe girişinde saldırganları durduramayan polislerden bazıları da ana kapının önüne geliyor.
İçlerinde biri (mavi gömlekli olan) belli ki görevinin saldırganları engellemek olduğunun bilincinde.
Ama siyah giysili polis, onu kapının önünden iterek uzaklaştırıyor.
Bunu neden yapıyor, tahmin etmek zor değil: Ya saldırganlardan korkup kaçıyor ya da "Bırakalım, ne yapacaklarsa yapsınlar" diye düşünüyor.
Bunu yaparken de görevini yapmaya çalışan arkadaşını iterek kapıdan uzaklaştırıyor.
Bundan nasıl bir sonuç çıkarmalıyız, bilemiyorum.
Ya polis yeterince eğitimli değil, görev yerini terk edebiliyor ya da saldırganları engellemek istemiyor. Neden istemiyor olabileceği belli: İktidar partisinin bir milletvekili "Artık bunlara alışsınlar" diyor, o da alışmamız için saldırganları bırakıp kendi arkadaşını çekiştiriyor.
Ve son bir not: Dün yayınladığım, saldırganla poz veren polis fotoğrafı ile ilgili olarak İstanbul Emniyeti yetkililerinden bir açıklama almadım, bir soruşturma başlatıldığını da duymadım.
Sessiz kalırlarsa unutturabileceklerini düşünüyor olabilirler ama söylemeliyim ki ben unutmam, unutulmasına izin vermem.

Şehit ailelerinden özür dileyin

ÇÖZÜM süreci Cumhurbaşkanı tarafından buzdolabına kaldırılmadan önce, bölgede görevli güvenlik güçlerine valilerin talimatı dışında kimseye müdahale etmeme emri verilmişti.
Bu emrin verilme nedeni sorumluluğun artık güvenlik güçlerinden siyasi otoriteye geçtiğinin altını çizmekti.
Güvenlik görevlilerinin PKK'nın eylem ve icraatlarına müdahale ederek bir çatışmaya meydan verilmemesi ve çözüm sürecinin bundan zarar görmemesini sağlamaktı.
O vakitler bunun yanlış bir tutum olduğu çok yazılıp çizildi ama buna dikkat çekenler AKP trolleri ve yandaş medya tarafından barış istemeyen "kan üzerinden siyaset yapmak derdinde olanlar" olarak niteleniyorlardı.
Şimdi Cumhurbaşkanı'ndan başlayarak, en alttaki yetkililere ve yandaş medyaya kadar hepsi, PKK'nın çözüm sürecinde bölgeye silah ve patlayıcı stokladığını söylüyor.
Bunu söylüyorlar ama ağızlarından bir kere bile "Hata yaptık, o zaman uyarılara kulak verseydik bunlar olmazdı" özeleştirisinin çıktığını da duymadık.
Şimdi şehit haberlerinden öğreniyoruz ki PKK yollara yüzlerce kilo bomba döşemiş, araçların gelmesini bekliyor ve patlatarak katliam yapıyor.
Yüzlerce kilo patlayıcı yolların altına döşenirken bu neden seyredildi?
Bir tek nedeni var: Hükümet, "Kimseye dokunmayın" emrini verdi ve sonuç bugün şehit cenazeleri olarak karşımıza çıkıyor.
Ve Cumhurbaşkanı, bu emri Başbakanlığı zamanında veren kendisi değilmiş gibi "Güvenlik güçleri müdahale etmeyelim dedi" diye konuşuyor.
Bir kere de "Hata yaptık" deyip şehitlerin ailelerinden özür dilemiyor!

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Birisini kendinize kaç günde âşık edebilirsiniz? 16 Eylül 2018 | 2.496 Okunma Aşk olmaz ise Mualla! 09 Eylül 2018 | 2.242 Okunma Bodrum Belediye Başkanı’ndan gürültü sorununa büyük çözüm Eve gitme tarihlerine sınırlama! 02 Eylül 2018 | 2.163 Okunma Evlilik hesaba kitaba gelir mi? 26 Ağustos 2018 | 4.239 Okunma Üst aklın hıyanet merkezine girdim! 19 Ağustos 2018 | 507 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar