Ve bin yıllık uyku

Geçen yıl bu zamanlar, barut kokuyordu vakitler... Vakitler ki bir güle hasret aşkın türküsüydü. Ve bu sis, bu duman kurda yarıyordu. *** İşte, o bir kurşun belki bin yıllık uykudan uyandırdı...

Geçen yıl bu zamanlar, barut kokuyordu vakitler...

Vakitler ki bir güle hasret aşkın türküsüydü.

Ve bu sis, bu duman kurda yarıyordu.

***

İşte, o bir kurşun belki bin yıllık uykudan uyandırdı bizi.

İnlerinden çıkmasaydılar, geleceğimiz zifiri bir karanlığa gebeydi.

Ve çocuklarımız bilinmeyen bir tünelden esarete doğru giden belki de bin yıl daha bir yolu yürüyecekti...

***

Bilmiyordu kimse ihanetin de daha beteri olduğunu...

Dost yüzlü kalleşler bu millete kurşun ve bomba yağdırıncaya dek.

İfadesiz yüzler topluluğuyla bir ömür tükettiğini de.

Ve şimdi tanıyarak büyüyeceğiz, büyüyecek çocuklarımız.

***

Bir gece uyumadı bu millet ama bin bir geceyi kurtardı.

“Bu da geçer” diyerek artık sığınmayacak teselliye.

“Bazen dostu tanıyabilmek için üzerine gideceksin” ve “Değişiyorsa bil ki dost değil!” diyen büyüklerin sözleri düşüyor aklımıza...

Sanki göreceğimiz o büyük ihaneti tarif etmişler.

Anlayabilelim diye...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yarından sonra 31 Ekim 2022 | 157 Okunma Hiç ışık yok 29 Ekim 2022 | 89 Okunma Derin yapılar 26 Ekim 2022 | 220 Okunma Çalkantılı geçmiş 24 Ekim 2022 | 165 Okunma Yol haritaları 22 Ekim 2022 | 113 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar