Aşarız

Erzurum’un “Bir dağ ne kadar yüce olsa, dağ kenarı yol olur” türküsünü ilk duyan birinin, o an yüzüne bakmak isterdim. Denk getirmek zor. O söz, insanın gücünü, iradesini, azmini anlatır. Karşımıza çıkan dağ gibi zorlu problemlerin aşılabileceğine vurgu yapar. Dert etme der, kafana takma, aşarsın der. Yeter ki çalışmaktan vazgeçme der. * İstanbul kongresinde Cumhurbaşkanı Erdoğan o türkünün anlattığı ruha işaret etti. Dedi ki: “Bir dağ ne kadar yüce olsa, yol onun üstünden geçer.” Hayatı boyunca

Erzurum’un “Bir dağ ne kadar yüce olsa, dağ kenarı yol olur” türküsünü ilk duyan birinin, o an yüzüne bakmak isterdim.

Denk getirmek zor.

O söz, insanın gücünü, iradesini, azmini anlatır. Karşımıza çıkan dağ gibi zorlu problemlerin aşılabileceğine vurgu yapar.

Dert etme der, kafana takma, aşarsın der. Yeter ki çalışmaktan vazgeçme der.

*

İstanbul kongresinde Cumhurbaşkanı Erdoğan o türkünün anlattığı ruha işaret etti.

Dedi ki: “Bir dağ ne kadar yüce olsa, yol onun üstünden geçer.”

Hayatı boyunca yaptıkları bundan başka bir şey değil zaten. Her adımda zorlukları aşarak, engelleri devirerek, çelmelerden kurtularak ilerledi.

Cenabı Allah ona sağlıklı ömür versin. Boyu gibi ömrü de uzun olsun.

Bütün dağları aşarız. Karşımıza çıkan dağ ne kadar yüce olursa olsun, yolları üstünden geçiririz.

Olmadı tünel açarız.

Gidiş ayrı, geliş ayrı.

Dağın içinden geçeriz.

Tünelin bitiminde önümüze derin bir çukur çıkarsa, oraya da köprü yapar, üstünden geçeriz.

*

Dağ der ki: “Ulan o kadar yükselmişim, bulutları aşmışım, başım göğe ermiş; bana mısın demeden delip geçtiler, eleğe çevirdiler beni.”

Çukur der ki: “O dağı geçip beni aşamazlar sanırdım. Hiç tınmadılar bile. Devasa köprü yapıp üstümden geçtiler. Korkulur bunlardan. Yok saydılar beni.”

*

Dere tepe fark etmez. Hedefe doğru dümdüz gideriz. İlerleyişin önünde hiçbir şey duramaz.

Yakında Ankara İstanbul arasında yeni ulaşım kanalları açılacak.

Saatte 350 kilometre hızla iki şehir arası 80 dakikaya inecek.

İnsanlar diyecek ki: “Uçağa ne gerek?”

Ve çok dağ, çok çukur, kendi aralarında dertleşecekler. İnsan milletini bir kere daha takdir edecekler, şapka çıkaracaklar.

*

Ama onlardan daha çok dertlenecek olanlar var.

Kimler onlar?

Cevabı çok iyi bilirsiniz.

Her türlü hizmeti görmezden gelmeye, yok saymaya, küçük görmeye meyyal olanlar.

*

Bu fakirin onlarla hiç işi yok. Olamaz da. O yüzden içim rahat.

Tavsiye ederim, eğer onları görüp duyup eğri büğrü lâflarından ötürü üzülüyorsanız, hiç kulak asmayın.

Keyfinize bakın. Kahveniz sade mi olsun, orta mı; derdiniz bu olsun.


KARTPOSTAL MI DEDİNİZ?

Nihayet beklenen kar geldi.

Anadolu’nun pek çok yerinde aylardır kar var, köy yolları kapanıp açılıyor sonra aşırı yağıştan tekrar kapanıyor ama biz “kar geldi” deyince anlayın ki İstanbul’dan bahsediyoruz.

Kar yağınca habercilerin kullandığı kalıp cümle şu: “Kartpostallık görüntüler ortaya çıktı.”

Çocuklar için bu sözün şimendiferden, şimmeyen diferden hiç farkı yok.

Ne demek kartpostal?

Kart nedir bilirler. Postalı da muhtemelen duymuşlardır ama ikisi bir araya gelince hiçbir yere oturtamazlar.

Hiç görmediler, duymadılar ki.

Sokaklarda yan yana dizilmiş kartpostal tezgâhlarını bilmiyorlar ki.

Titizlikle seçmediler, iki satır yazıp göndererek uzaktaki sevdiklerinin bayramını kutlamadılar ki.


KARDAN ADAM

İstanbul’a kar yağınca yine herkesten fazla çocuklar sevindi.

Kızak kaymak, kardan adam yapmak, kar topu oynamak olmazsa, çocukluk noksan kalır.

Henüz çok yağmadı. Bekleyiş sürüyor.

Zemin katta sabah vakti kapıyı açınca insanın karşısına bembeyaz bir duvar çıkacak ki kar yağmış diyelim.

*

Eskiden öyleydi. Her yere daha çok kar yağardı. Şimdi çocuklar kardan adam yapmakta bile zorlanıyor.

Biri şöyle söyledi: “Kardan adam yapacaktık. Kar çok olmadığı için küçük bir şey yaptık. Kardan çocuk sayılır.”

Burun için havuç bulmak kolay da gözler için kömürü nereden bulacak çocuklar?


BAHÇELİ’NİN BİR SÖZÜ

Santorini adasındaki depremlerden sonra adalardan kaçışlar başladı.

Beş günde 650 deprem yaşandı. Büyük değil ama korkutucu depremler. Bir de ürkütücü uğultu var.

Halk hızla adalardan kaçıyor.

MHP lideri Bahçeli şimdi ne düşünür?

“Geçen hafta adalardan bahsettim, Yunanlılar kendiliğinden adaları boşaltmaya başladı.”

UCM’DEN AZICIK KARARLILIK

Netanyahu ve Galant hakkında tutuklama kararı çıkardığı için Tramp, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yaptırım kararı aldı ve dudaklarını uzatmayı ihmal etmeden, kâğıdın altına imzayı çaktı.

O karara UCM ve Uluslararası Adalet Divanı tepki gösterdi.

Kuru tepki yetmez. İsrail’e bütün gücüyle destek veren ABD’nin önceki başkanı ve dışişleri bakanı ile şimdiki başkanı ve dışişleri bakanı için de tutuklama kararı almalılar.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Saraçhane’den iki fotoğraf 28 Mart 2025 | 154 Okunma Ülkeyi yönetmeye talip kadroya bakın 25 Mart 2025 | 196 Okunma Dudak değmez, değerse kan çıkar 21 Mart 2025 | 76 Okunma Anlat dedi Yusuf Abi 18 Mart 2025 | 105 Okunma Hayale sınır yok 14 Mart 2025 | 72 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar