Demokrasi için Asr-ı Saadet’e gitmek ger
Çağdaş dünyanın Müslümanlarının demokrasi konusundaki negatif bakışının, büyük ölçüde günümüz şartlarında İslam’ı değerlendirme ve yorumlamalarından...
Çağdaş dünyanın Müslümanlarının demokrasi konusundaki negatif bakışının, büyük ölçüde günümüz şartlarında İslam’ı değerlendirme ve yorumlamalarından kaynaklandığını görmek gerekiyor. Zira bugünün dünyasında yaşayan Müslümanların zihin dünyalarındaki İslam algısı, Asr-ı Saadet döneminin hiçbir yoruma tabi tutulmadan aynen bugün de yaşanması gerektiği inancına dayanmaktadır. Oysa artık Asr-ı Saadet döneminde yaşamıyoruz. Dolayısıyla Hz. Peygamber’in çağımızdaki anlamıyla sosyal ve siyasal olaylar konusunda mesajlar verdiği beklentisi imkansız bir şeyin beklentisidir. Çünkü bugünün dünyasındaki insan hakları ve özgürlük gibi demokratik kavramlar dini bir niteliğe sahip değildir. Doğal olarak dini olmayan şeyleri açıklamak nübüvvetin özelliklerinden biri değildir. Aynı zamanda Nübüvvetin özelliği dini olmayan şeyleri de bildirmesi değildir. Bilakis ahlaken alçalmış insanın yaşamına nübüvvetin maneviyat ruhu aşılamasıdır. Bu şekilde, mümkün olan tek seçeneğimiz, üçüncü varsayımı kabul etmek ve İslam peygamberi dini ve siyasi özgürlüklerin bulunmadığı Hicaz’ın on dört asır önceki kültürel şartlarında tevhidi davetine insanları çağırmıştır, demek daha doğrudur.