Karşılaşmalar

“Kısaca söylemek gerekirse, düşünen bilincin dünyayı gözlemlediğinde duyduğu iyimserlik, yaklaşık şu sözcüklerle dile getirilebilir: Bizler ileriye doğru yanılmaktayız!” Robert MusilHer...

“Kısaca söylemek gerekirse, düşünen bilincin dünyayı gözlemlediğinde duyduğu iyimserlik, yaklaşık şu sözcüklerle dile getirilebilir: Bizler ileriye doğru yanılmaktayız!”

Robert Musil
Her karşılaşma farklı bir varoluş, duyuş, oluş biçimi sağlar. Bu bakımdan insanların, toplumların hayatta kalma ve hayatı sürdürme biçimleri farklıdır. Bu karşılaşmalar kimi zaman uzaklaşmalara neden olurken kimi zamanda yakınlaşarak benzeşme, aynileşme hatta bir adım öteye geçerek kendini karşılaştığı şeyleştirme halini alır. Her karşılaşma bir tür çarpışmadır ve her çarpışmadan sonra bir durum tespiti yapmak en makul olandır. Yapılan bu tespitler neticesinde hem geriye doğru hem de ileriye doğru sağlıklı adımlar atılabilir. Ancak kesişim tarihinden beri sürekli büyük bir kompleks yaşayan İslam coğrafyası ve üstünde yaşayan insanlar büyük bir çözülüşe uğramıştır. Bunun neticesinde de benzemeye çalıştıkları şeyin kötü bir kopyası olarak ortaya çıkmışlardır. Atılan bütün adımlar daha iyi bir noktaya götürememiş, üstelik durumu daha karmaşık ve zor duruma düşürmüştür.

Bu yüzden sahnelenen oyunların gündelik telaşesi içerisinde birçok önemli bulgu heba edilmiştir. Nitekim bugün ferdi ve toplumsal olarak hem geçmişin değişmesi birçok ülkeyi, ülke insanlarını korkutuyor. Ondan dolayıdır ki bugün tam manası ile bir benliğin oluşamadığını da ifade edebiliriz. Kendi özü ile buluşamayan insanlar için bu karşılaşmalar hep kayıp hanesine yazılmaktadır. Bu bakımdan İslam ülkelerinin çoğunluğu geçen zamana uygun bir şekilde ataletin, benzeşmenin bir sonucu olacaktır. Bu sonuç yüzyıllardır eksilmiş bir özgüven ile yeni bir kimlik sahibi yapıyor. Bu durum giderek kanıksanıyor. Üstün olana yakın durmak, gücün getirdiklerine tav olmak gibi kişilik kayıpları yaşanıyor. Ve netice itibari ile edilgen, kullanılmaya el verişli hale getiriliyorlar. Bütün bu karşılaşmalarda gücü elinde tutanların güçlerini perçinlemelerinde bu ‘el verişli olma’ halinin payı büyük.

‘Dünya’nın artıkları’ haline getirdikleri bölgeleri, insanları “insanlık” namına ve evrensel kaideler çerçevesinde iğfal etmeye alışmış, gücü elinde bulunduranların çerçevelediği bu hayatı çerçeveye münasip şekilde yaşayanlar ile çerçevenin dışına atılarak artık olmaktan da çıkartılanların karşılaşmaları da ilginç bir görüntü arz 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hayata Açılan Kapı: Okumak! 25 Şubat 2018 | 261 Okunma Muhtelif Meseleler 18 Şubat 2018 | 113 Okunma Hayırlı cumalar! 11 Şubat 2018 | 167 Okunma Aynı be ya! 04 Şubat 2018 | 117 Okunma Hatıralar yürüyünce 28 Ocak 2018 | 259 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar