Çin’deki ve Rusya’daki tek adamlara karşı Trump da CIA’yı ele geçirdi

Biz burada ülkemizin güvenliğini hedef alan sınır dışı terör yataklarına operasyon yaparken, dış dünyadan gelen tepkileri derinine değerlendirmeliyiz. Çünkü dünyada da bölgemizde de yer alan çok önemli gelişmeler, Afrin operasyonuna gösterilen tepkiler biçiminde bize yansıyor... Tek adamlar Gerek Çin'de gerekse Rusya'da liderlerin tartışılmaz hale geldiklerini görmemek imkânsız... Xi Jinping'in Çin'de, Putin'in Rusya'da "Tek Adam" konumuna gelmeleri, geçmişte Mao'nun ve Stalin'in aynı konumda bulunduklarını hatırlatıyor. Acaba bu bir soğuk savaşın mı yoksa bir ılık savaşın mı göstergesi durumunda?

Trump'ın CIA'sı
ABD'deki kafa karışıklığı ise Trump'ın CIA Başkanı'nı Dışişleri Bakanı yapması ile bir ölçüde durulmuş olabilir. Başkan olduğu günden bu yana Amerikan derin devleti ile arası hep açık olan Trump CIA'yı kucağına aldıktan sonra FBI'ya ve Pentagon'a karşı elini güçlendirmişe benziyor. Onun gündeminde şimdi müttefiklerini de hedef alan ciddi bir ticaret savaşı var...

Cevapsız bir soru
Cevabı tam bilinemeyen soru, ABD'deki kuşkucuların iddia ettikleri gibi "Gerçekten Trump'la Putin arasında gizli bir ittifak mı var" şeklindedir. Gerçi Kırım ve genel olarak Ukrayna yüzünden Rusya'ya karşı uygulanan ambargonun mimarı Trump Amerika'sıdır. Aynı şekilde NATO'nun vurucu güçlerini Rusya'yı çevreleyen alanlara yerleştirme projesi de Amerikan malıdır. Yani gizli bir Trump-Putin ittifakına somut kanıtlar bulmak kolay değildir.

Garip bir cephe
Bizim coğrafyamızda ise, ABD'nin önderlik ettiği ve içinde Suudi Arabistan, İsrail, Mısır, Lübnan ve Körfez Emirlikleri'nin bulunduğu cephe, başta İran'ı ve sonra da Türkiye'yi de hedef alan girişimleri başlatmış durumda. Burada Rusya'nın konumunu tam olarak belirlemek mümkün değil. Çünkü Putin geçtiğimiz aylarda hem Suudi Arabistan'ı hem İsrail'i hem de Mısır'ı ziyaret etti ve karşılıklı sıcak mesajlar verildi. Ayrıca Suriye'de Esad'ı Rusya ayakta tutuyor.

Değişken ortam
Biz Türkiye olarak çıkarlarımızı korurken, askeri arayışlar yanında çok değişken siyasi tabloya da dikkatle eğilmeliyiz. Bir açıdan geçmişteki soğuk savaş dönemine benzer tablolarla karşılaşılırken, bir diğer açıdan da kimin dost kimin düşman olduğu kestirilemez durumlar önümüzde duruyor... Örneğin İran rejiminin Türkiye karşısındaki gerçek düşünceleri bile Ortadoğu bilmecelerinden birini oluşturmakta. Bu arada "Bizim için NATO var mı" benzeri sorular da zihnimizi kurcalamıyor mu?