Tek adamlık yok, CHP’nin yalanları var...

CHP yönetiminin vatandaşa her ahval ve şeraite uygun şekilde yalan söylemesinin bilinçli bir tercih olduğu gözüküyor. Sadece söylenecek bir şeylerin olmamasından değil, stratejik olarak sürekli yalan söylenmesi...

CHP yönetiminin vatandaşa her ahval ve şeraite uygun şekilde yalan söylemesinin bilinçli bir tercih olduğu gözüküyor. Sadece söylenecek bir şeylerin olmamasından değil, stratejik olarak sürekli yalan söylenmesi kararlaştırılmış, talimat böyle gitmiş.

İşte Tuncay Özkan’ın seçim çalışmasında Karadenizli Hacı amcaya “Fetö evet diyor, Leyla Zana evet diyor, PKK evet diyor” dediğini duydunuz, izlediniz. Güneydoğu’da da, Kürtlerin kanını donduracak yalanlar ifade ediliyor.

Bazen işin ucu kaçıyor, vatandaşa “it” de deniyor. Olacak o kadar. Yalan zaten küfürlerin en büyüğü değil mi?

“Darbe olsa tankların karşısına ilk ben dikilirim” deyip, havaalanından güvenli eve sıvışmak seviyesine düşmektir asıl zor olan. O seviyeye indikten sonra insana her şey kolay gelir zannımca.

Bu yalanların tabii bazısı çocukların güleceği kadar saçma, bazısı da kafaları karıştıracak kadar ince düşünülüyor.

Vatandaşı en çok etkileyen yalanlardan birisi yeni hükümet sisteminin tek adamlık getireceği.Burada yaslanılan omurga yine Erdoğan düşmanlığı. Ama muhafzazakar kesimleri etkilemek için de sağ gösterip sol vuruyorlar, “Erdoğan’a helal olsun, ama ya Erdoğan’dan sonrası ne olacak?”

Deniyor…

Yani hizmette sınır yok. Mönüde herkese, her keseye, her meşrebe ve her ortama uygun yalanları mevcut.

Eğer mesele “tek adamlık” ise, zaten Erdoğan’ı belediye başkanlığı günlerinden beri tek adamlıkla, diktatörlükle, lokantaları kapatacak olmakla itham ediyorlar. Sadece itham etmediler, hapse de koydular, en nihayetinde öldürmeye de kalktılar.

O zaman başkanlık sistemi tartışması mı vardı?

Öte yandan, eğer mesele tek adamlığa müsait bir siyasi düzenlemeden kaçınmak ise, şu anki sistemden derhal kurtulmalıyız. Çünkü şu anki sistem parlamenter görünümlü bir vesayet sistemi. Cumhurbaşkanlığı makamı Kenan Evren’e göre düzenlenmiş, geniş yetkilere sahip olmuş ama yargılanma/denetlenme olasılığı yok.

Yani şu anda geniş yürütme yetkilerine sahip, başkomutan makamında, Meclis’i fesih yetkisi bulunan, Bakanlar Kurulu’nu istediği zaman toplaması mümkün olan Cumhurbaşkanı’nın Meclis ve yargı karşısında hiçbir sorumluluğu yok. Yargılanması, denetlenmesi mümkün değil.

Darbeciler böyle arzu etmişler. Ama kendilerine çok güvendiklerinden bu makamın milletin eline geçeceğini hesap etmemişler. “Nasıl olsa bir darbe daha yaparız” demiş olmalılar.

İşte bizler 16 Nisan’da bu çivisi çıkmış, tek adamlık yaratması çok mümkün hükümet sistemini derli toplu, demokratik, hesap verebilir ve işlevsel hale getirmek için sandığa gidiyoruz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Keşke o kadar basit ve kolay olsa… 26 Eylül 2020 | 259 Okunma Model çok net… 24 Eylül 2020 | 372 Okunma Basit bir tartışma değil… 19 Eylül 2020 | 278 Okunma Beceremedin Macron… 17 Eylül 2020 | 491 Okunma Bana dostunu söyle... 12 Eylül 2020 | 1.992 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar