Faşizm konuşma mecburiyetidir…

9980'li yıllarda, her lanet olası Asala cinayetinden sonra, zaten yeteri kadar tedirgin olmamışız, üzülmemişiz gibi, gazeteler ve TRT, bulabildikleri yaşlı Ermenilerin burnuna mikrofonu dayayıp, bu cinayetler hakkında ne...

9980'li yıllarda, her lanet olası Asala cinayetinden sonra, zaten yeteri kadar tedirgin olmamışız, üzülmemişiz gibi, gazeteler ve TRT, bulabildikleri yaşlı Ermenilerin burnuna mikrofonu dayayıp, bu cinayetler hakkında ne düşündüklerini sorarlardı. Ermenilerin dört beş ilçede büzüştüğü gettolara ve Patrikhane'ye muhabirler gönderilir, Pazar günü kilise çıkışlarında apartta beklenir, tipinden kolayca “madama” “müsü” oldukları anlaşılan “onlara” yaklaşılır ve o kaya gibi soru zaten yeteri kadar ürkmüş kişilerin omuzlarına bırakılırdı.
“Cinayetleri nasıl değerlendiriyorsunuz?”
Sonra bu baskıya dayanamayan Artin Penik kendisini Taksim Meydanı'nda yaktı. Her ne hikmetse Hürriyet muhabiri de orada hazır bekliyordu. Bu olay hala kuşkuludur. Hissiyatım olayın mizansen olduğu ve Penik'in tuzağa düşürüldüğü yönünde.
Filozof ve gösterge bilimci Roland Barthes, “Faşizm susma değil, konuşma mecburiyetidir” der. Kişinin sadece ne düşündüğünü değil, neleri düşünmediğini deşifre etmeye dönük sembolik şiddet türünün doruğa ulaştığı yerdir. “Kimler bizden, kimler değil” tespiti adına içtima ve yoklama almaktır. Immanuel Tolstoyevski'nin “otofaşizm” kavramını da burada hatırlarız.
Bugün gazetesinin CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke hakkında attığı “CHP sözcüsü vaftizli bir Hıristiyan” manşeti üzerine pike yapan Aydın Doğan'ın adamı da benim hakkımda “Ne susuyorsun, ne duruyorsun” türünden bir konuşma mecburiyeti tebligatı çıkarmış. Şehit Savcı Kiraz'a yaptıkları iğrençlikten beri bu grubun kanallarına çıkmıyor, gazetelerine görüş vs. vermiyorum. Kendimi önemsediğimden değil, midem kaldırmadığından.
Kendi emekleri ile oluşmuş, çok can yakmış bir iklimden, bu ırkçı iklimi değiştirmiş devrimci bir partiyi sorumlu tutmak, sureti haktan görünüp tersten çakmayı iyi beceren böyleleri için herhangi bir ahlaki sorun yaratmıyor. Burada Böke'nin hukukunu korumaktan ziyade, elverişli bir fırsatı kullanarak hazzedilmeyen kişileri linç ettirme ahlaksızlığına tevessül edilmiş. Yani Bugün gazetesinin yaptığı lümpenliğin ötesinde, daha emek verilmiş, daha sofistike olduğunu kabul edeceğimiz bir ırkçılık, oportünizm yapılıyor. Milli medyada Ermeni veya başka konularda ortaya ara ara çıkan lapsusları güzel değerlendiriyorlar.
Nitekim, amaç hasıl oluyor, kalemşörün yazısına “attach”lenmiş yüzlerce ırkçı küfür aldım sosyal medyada. Bunlar ırkım/dinim üzerinden bana saldırarak böylece Böke'ye yapılan ırkçılığı eleştirmiş oldular. Çoğu paralel kripto hesaplar ve onların kankaları solcu kesimden geldi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Keşke o kadar basit ve kolay olsa… 26 Eylül 2020 | 261 Okunma Model çok net… 24 Eylül 2020 | 372 Okunma Basit bir tartışma değil… 19 Eylül 2020 | 279 Okunma Beceremedin Macron… 17 Eylül 2020 | 492 Okunma Bana dostunu söyle... 12 Eylül 2020 | 1.993 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar