CHP’nin HDP ile ittifak sırrı

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin toplumu "makulde ve merkez"de buluşturacağı ve doğal olarak siyasette ittifakların önünü açacağı referandum sürecinde çok konuşuldu. Şimdi...

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin toplumu "makulde ve merkez"de buluşturacağı ve doğal olarak siyasette ittifakların önünü açacağı referandum sürecinde çok konuşuldu. Şimdi dönüp, "Hani koalisyon olmayacaktı?" demek tam anlamıyla siyasi öngörüsüzlüğün işareti. Çünkü bu sistem, yürütmeyi "pazarlık" kıskacından kurtarıyor, güvenoyunu millete bırakıyor. Bu yanıyla koalisyonla ilgisi yok.
AK Parti ve MHP, bugün "ittifak" meselesini yasal güvenceye kavuşturarak yeni siyasi sistem mimarisinin en önemli adımını atıyor. CHP'nin buna muhalefet etmesi sonucu değiştirmeyecek. CHP'li Bülent Tezcan ve Özgür Özel'in aceleyle yaptıkları "baraj ittifakı" veya "ittifak değil iltihak" açıklamaları bir telaşın işareti.
Aslında seçim öncesi ittifak meselesi Türkiye'nin temel bir ihtiyacıydı ve bunu en çok da CHP çevresi ve sol dile getirdi. İtalya'da isim babasının Romano Prodi olduğu Zeytin Dalı ittifakını hatırlayalım. Bunu en çok seslendiren isim, hâlâ CHP üyesi olan Murat Karayalçın'dı.
Zeytin Dalı ittifakı, İtalyan Komünist Parti'nin Solun Demokratları ismini almasından sonra gerçekleşen ve içinde merkezden-marjinal sola kadar 7 büyük partinin olduğu bir ittifaktı. Hatta o 7 grup içinde yer alan Papatya ve Ayçiçeği grupları da kendi içinde 6 partiden oluşuyordu. Seçim öncesi ittifak yapan sol, 1996 seçimlerine girmiş ve kazanmıştı. Benzer bir sonuç 2006'da da gerçekleşti.
Karayalçın, bir konuşmasında şöyle diyordu: "Önümüzdeki seçimde Türkiye'deki sol partiler, İtalyan sosyalistlerinin 1996'daki 'Zeytin Dalı' ittifakı gibi bir ittifak oluşturabilir ve başarılı da olurlar. Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu tablo böyle bir ittifakı zorunlu kılıyor."
Aslında geçmişte seçim öncesi ittifaklar sağda da solda da yapıldı. SHP-DEP, ANAP-BBP ve RP-MÇP-MP ittifakları yasal zemin olmamasına rağmen yapılmıştı. Bunlar arasında en başarılısı hiç kuşkusuz 1991'de yapılan RP çatısı altındaki MÇP-MP ittifakıydı. Bugün AK Parti-MHP ittifakına uzanan sürecin ilk adımıydı o ittifak.
Ama sol, çok istediği halde bunu başaramadı. 3 Kasım 2002 seçimleri öncesi CHP, SHP, DSP ve YTP'nin "Sol ittifak" oluşturması da CHP'nin ittifak değil, iltihak istemesi yüzünden gerçekleşmedi. CHP'nin MHP ile birlikte öncülük ettiği 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde "Çatı Adayı" formülü de bir çeşit ittifak girişimiydi ama tutmadı.
CHP şimdi solun bu başarısız ittifak geçmişiyle referandumda ortaya çıkan yüzde 48.6'lık "Hayır Bloku"na sahip çıkma arasında sıkışıp kalmış durumda. Hem bloka sahip çıkıyor hem de ittifaktan kaçıyor. Çünkü o blokun asgari müştereklerde buluşmadığını biliyor. Dahası HDP-Kandil ilişkisi devam ederken, CHP ile HDP'yi, 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
CHP’nin ‘laiklik gömleği’ 18 Nisan 2024 | 630 Okunma Özgür Özel’den hukuk garabeti 16 Nisan 2024 | 567 Okunma CHP’deki ‘başarı’ kimi öne çıkartır? 08 Nisan 2024 | 408 Okunma İyi Parti’de Akşener gidici mi kalıcı mı? 07 Nisan 2024 | 392 Okunma AK Parti’yi ne bekliyor? 06 Nisan 2024 | 704 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar